Atatürk Sofrası
İsmet BozdağAtatürk Sofrası Gönderileri
Atatürk Sofrası kitaplarını, Atatürk Sofrası sözleri ve alıntılarını, Atatürk Sofrası yazarlarını, Atatürk Sofrası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" O, gülümsüyordu, yorgun elini sallıyordu sevgili halkına... Sevilmenin mutluluğunu yudum yudum içiyordu..."
Sayfa 257 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
[ Tarihe, Bugüne, Yarına Cevap... ]
"O hâlde neden beni ortadan kaldırmak istiyorlar?..
Cevap vereyim; çünkü İnkılapçı Türkiye Cumhuriyeti'nin benimle kaim olduğunu, ben gidince yıkılacağını, bu suretle haince emellerine kavuşacaklarını vehmediyorlar da ondan...
(...)
--- Efendiler, size şunu söyleyeyim ki, İnkılapçı Türkiye Cumhuriyeti'ni benim şahsımla kaim zannedenler çok aldanıyorlar... Türkiye Cumhuriyeti her manası ile büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır... Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek, ebediyen payidar olacaktır..."
Sayfa 224 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
"Evet birbirinizi seviniz, birbirinize inanınız... Ama size bir öğüt vereceğim, severek inanmayınız, inanarak seviniz...
Sevmekle işe başlarsanız, inancınızda yanıltıya düşmüş olabilirsiniz... Ama inanarak severseniz, yani
<<inandığınız insanı severseniz>>
sizi hiçbir yanıltı beklemez..."
Sayfa 204 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
Salih Bozok'a :
" --- Sen ne güzel << Rumeli Türküleri >>
söylersin, hadi söyle bir tane... "
Sayfa 83 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
[ Rüşvet Diyorum, "Güle Güle Kullan" Diyorsun... ]
" Atatürk, kendisine verilen bir tabakayı rüşvet diye niteliyor, sonra da yanında taşıtıyorsa, bunun bir anlamı olması gerekti... Tabakayı daha önce görenlerde ilk kez görüyorlarmış gibi yaptılar... Tabaka elden ele dolaşmaya başladı... Recep Peker 'e gelince Peker tabakayı şöyle bir inceledi, beğendiğini belirtir bir hareket yaptı ve Kılıç Ali' ye uzattı:
--- Güzel bir tabaka Paşam, güle güle kullanın!..
Atatürk hemen karşılık verdi:
--- Sana "Rüşvet" diyorum, sen bana "Güle güle kullan" diyorsun... Sana gelseydi, sen kullanır mıydın?.. "
Sayfa 81 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
" --- Bir milletvekili demek, o ülkenin en yetişkin insanı demektir... Milleti için yararlı olabilmesi, buna bağlıdır... Onun için dokunulmazlığı vardır, onun için hiçbir kanun çizgisiyle sınırlandırılmamıştır... Ama yine milletvekili demek, beyaz eldivenli adam demektir... Gerekmedikçe, dokunamaz her şeye!.. Çünkü parmakları tozlanabilir, kirlenebilir!.. "
Sayfa 61 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
" Biz, Cumhuriyet'i süs olsun diye yapmadık; halktan yana bir idare kurmak için yaptık... Hükümetin müfettişleri var, valileri var, kaymakamları var, bunlar, Halil Ağa'nın öküzünü vergi borcundan satıyorlar... Yaptıklarının ne demek olduğunu elbette bilmeleri gerekiyor...
(...)
Asıl üzüldüğüm, parmak bastığım yer burası!.. Biz Cumhuriyet'i anlatamamışız beyler, bundan bu çıkıyor!.. "
Sayfa 41 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
[ Köylü Milletin Efendisidir!.. ]
" O akşam Atatürk'ün sofrasında Başbakan İsmet İnönü bakanlar, milletvekilleri, İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ ve yirmi beş kişi kadardılar... Atatürk sofranın başında, ayağında kahverengi bir pantolon, üstünde kısa kollu yeşil bir gömlek, olduğu hâlde oturuyordu...
--- Atatürk bir ara:
Bu akşam soframıza "Efendimiz gelecek" dedi... Kendisine nasıl davranacağınızı görmek isterim... "
Sayfa 30 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
[ Atatürk'ün Çiftçiye Telkini!.. ]
" Açık yürekli bir vatandaşsın... Ama yine de sana söylüyorum, hakkını kimse de bırakma, ara!.."
Sayfa 23 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu
" O 'nun sofrasını içki sofrası gibi görmek yanlış, çok yanlıştır!.. Atatürk çalışırken, bir eylemin içindeyken haftalarca, aylarca ağzına bir damla içki koymamıştır... Hiçbir insan Atatürk'ü gündüz içki içerken görmemiştir..."
Sayfa 10 - Truva Yayınları 1.Baskı Şubat 2009Kitabı okudu