Atatürk'ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet 1 Gönderileri
Atatürk'ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet 1 kitaplarını, Atatürk'ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet 1 sözleri ve alıntılarını, Atatürk'ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet 1 yazarlarını, Atatürk'ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felâh
Hangi bir millete baksan uyanık..çünkü sabah
Hele bîçâre şeriatla nasıl oynanıyor,
Müslümanlık bu mu yahu ? Diye insan yanıyor
Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek
Otuz üç yıl bizi korkuttu Şeriat diyerek
Vahdetî muhlisiniz, elde asâ çıktı herif,
Bir alay zabit kestirdi , sebep "Şeri' Şerif!"
Karı dövmüş, boşamış , "emri ilahi" ne denir,
Bunların emin ol ki hepsi cehalettendir.
Mehmet Akif Ersoy
Sayfa 231Kitabı okuyor
Kur'anın arapça olması, arabı CAHİLİYE KARANLIK ve UTANCINDAN kurtarmak için indirilmiş olmasından dolayıdır: Yoksa İslâmiyeti bir cihan hareketi yapmış Türklüğü cezalandırmak için değil.
Sayfa 62Kitabı okudu
Arapça isteyen Urban'a gitsin,
Acemce isteyen, İran'a gitsin,
Frengîler Firengistan'a gitsin,
Ki biz TÜRK'üz, bize TÜRKÇE gerek...
Kemalpaşazade Sait Bey
Maun Suresi
Yazık : gösterişçin namaz kılana
Yoksula yardımdan uzak kalana;
Öksüzü hor görüp azarlayana;
Ödünç vermeyi de ayıp sayana!
Onun nasibi yok imandan yana.
Behçet Kemal Çağlar
Sayfa 174Kitabı okuyor
İnşirah Suresi
Biz senin gönlünü şenletmedik mi ?
Sırtındaki yükü hafifletmedik mi ?
Bükmüyor muydu o yük belini?
Adını sanını yüceltmedik mi?..
Her zorlukta bir kolaylık var elbet;
Artır başarını, Tanrıya şükret
Behçet Kemal Çağlar
Sayfa 174Kitabı okuyor
Peki.. Arap'dan gayrı Müslümanlar, bu müjdeleyici, aydınlatıcı ve gerektiği zaman da korkutucu olan Kur'an'ın bildirmelerini, kendi öz dillerinden gayrı Arapça gibi, tam 19 lehçe (konuşma biçimi )içindeki bir dili yarımyamalak okuma halinde ne anlayacaklardır? Nasıl kavrayacaklardır? Nasıl yüreklerinden duyacaklar, anlamını yaşantılarının ışığı yapabileceklerdir?
Sayfa 160Kitabı okuyor
"Üç Semavî kitaptan Tevrat Musevîlere hitap etmiştir, bu sebeple lisan, onların anladıkları İbranice'dir. Bilinir ki İncil, Hazret-i İsa'nın ölümünden çok sonra havarîleri tarafından derlenmiştir, Lâtince ve Yunanca'dır. Dört muteber İNCİL'den birisinde bunlara ilâveten Arapça tâbir ve cümleler de vardır. Bu tercih, kitapların hitap ettikleri kavimlerin dilleri üzerinde olması tabiî ve zarurîdir.
Kur'an'ı Mübîn'in Arapça olması, muhtevâsının Arap ümmetine tebliği, cahiliyye Devri'nin felâketlerinden, irtidad ve inkârlarından, madde ve mânada Arap ümmetinin perişan hâlinden kurtarılması yollarını onlara göstermek için onların diliyle inzâl edilmiştir. Bu bir imtiyaz değil, Arap ümmetinin İslâmiyet öncesi hayat şartlarının feci ve hicabâver (utanç verici) hâl ve tecellilerini düşündürmesi icab eden hâdisedir."
Musa Carullah Bigi
Sayfa 158Kitabı okuyor
Ezan
Tanrı uludur,
Şüphesiz bilirim, bildiririm,
Tanrı'dan başka yoktur tapacak,
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed,
Haydin namaza,
Haydin felâha,
Tanrı uludur,
Tanrıdan başka yoktur tapacak.
Sayfa 153Kitabı okuyor
"Millî ülküler, millî irade, yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, tüm millet fertlerinin, ülkülerinin toplamıyla yaratılır."
Atatürk
Sayfa 139Kitabı okuyor
İleri görüşlülük
"Türkiye'de aslında mürteci (gerici) yoktu ve yoktur. Vehim vardı, vesvese vardı. Bundan sonra yalnız bir şey hatıra gelebilir. O da bazı Âdi Politikacıların, art düşünceli siyasetçilerin bu vehmi uyandırma gayretleri olabilir ."(1924, Söylev ve Demeçleri,C.3.S.75)
Atatürk
Sayfa 127Kitabı okuyor
" Bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır : Bu miyâr ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca anlıyabilirsiniz. Hangi şey ki, akla, mantığa, halkın haklarına ve çıkarına uygundur, biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bizim dinimiz aklın, bilimin, halkın yararına olmasaydı nasıl son din olurdu ?" (Söylev ve Demeçleri,2.S..127)
Atatürk
Sayfa 125Kitabı okuyor
"-Bizde sanayi gayet geri kalmıştır. Çünkü mektep yok.. Çünkü makine işletemeyiz. Çünkü bu yolda çalışmayız. Bunlar birer sebeptir. Fakat aynı zamanda birer neticedir. Bunların hepsi bir BÜTÜN'dür. Memleketin dini, ilmi, ticareti, sanayii, ahlâkı, zihniyeti ayrı ayrı düşünülmez. Sanayiden geri kalmışlığın kabahatı zanaat muallimleri, mektepleri, bunların yetersizliğinde görülmemelidir. Umumi yapıda aranmalıdır. Araştırın: Göreceksiniz ki en büyük mes'ul, dindeki hurafeler, müsbet ilim yerine masallar ve israiliyatla dolmuş olmamızdır. Din, hususiyetle İslâm dini, zamanı idrāki tavsiye ediyor, şart koşuyor, tagayyür-i ezmân ile tebeddül- i ahkâm diyor. Anlayamadığınız veya anlaşılmasını muayyen şahısların tasarrufuna bıraktığınız bu vecibeyi öz lisanınıza layık görmüyorsanız ahlāk ve âdetler, dinî terkib sizi ya ileri, ya geri götürür. Aşırı muhafazakâr (tutucu) olmamızda bu lâübaliliğimizin hissesi büyüktür."
İzmirli İsmail Hakkı
Sayfa 114Kitabı okuyor
"Türklerin göğsü imanlı, şecaatli, ehliyetli mücahidleri, gazileri gibi, İslâm memleketlerinde haysiyetli, ehliyetli fakihler (din bilginleri) olsaydı şu gün Kur'an'ı Kerim hareket rehberi olurdu."
Sayfa 107Kitabı okuyor
Domuz eti sıcak iklimlerde bünyesinde trişin virüsüyle hastalık yaptığı için yasaktı. Ama İslâm'ın yasak-mubah kuralı zemine, mekâna, zamana, şarta düzenliydi ve bunlar muamelattı, nass değildi.
Sayfa 95Kitabı okuyor
"İmanı, yalnız kalbinde mestur itikaddan, lisanda cari ikrardan ibaret telâkki etmek islâmiyetin fesadına sebep oldu. Çünkü güzel ahlakı, güzel işleri, hayratı, hesanatı, faydalı hizmetleri ihmal edip, gönülde mestur itikada, lisanla söylenir ikrara kanaat etmek yolları açıldı. İnsanın necatına sebep kılınmış iman, yalnız itikaddan, yalnız ikrardan ibaret olursa öyle iman insanın mağrurluğuna en büyük sebep olur. İnsanın gözünde hasenatın, hayratın ehemmiyeti kalmaz, şerlerin, fesadların, hiyanetin ağırlığı bulunmaz."
Sayfa 91Kitabı okuyor