Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ateşi Paylaşmak Duyusallığın Diyalektiği

Luce Irigaray

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsan için oluş, ötekinin içinde yer aldığı etkenlik ile edilgenlik arasında bir diyalektik süreci gerektirir.
Mutlağa duyulan özlem, kaynağını yaşama duyulan öz­lemden alır. Böylesi bir özlem bizim gelişimimiz doğrultu­sunda evrilmelidir fakat aynı zamanda kendi doğal köklerini de terk edemez. Buna olanak tanıyan; ötekine duyulan sevgidir, bu sevgi ötekine duyulan ve öteki tarafından duyulan sevgidir ve böylece ahlaki zorunluluğun ya da hatta bilinçli kararın önüne geçen bir karşılıklılığı öngörür. Platon'nun Şölen'inde Phaedrus'un Eros'a dair dile getirdiği üzere, böy­lesi bir sevgi arzudan ayırt edilemez. Ve arzunun gerçekten insana dair olması, aşkınlık ve potansiyeliyle ilişkisini sürdürebilmesi için bu ilişkinin karşılıklı olması gerekir; bu da arzu eş-potansiyelli olmadıkça mümkün değildir.
Sayfa 14 - irigaraydan yeni bir metafizik teklifi. konuşmak düşünmek lazım.
Reklam
Ayrıca arzu bilinçle ilgili durumda olduğu gibi salt benlik-arzusu değildir hiçbir zaman. Arzu her daim ötekine -arzunun hem kaynağı hem de sonu olan ötekine- duyulan arzudur aynı zamanda. Arzu yalnızca kendinden kaynağını almaz, onun ortaya çıkışında öteki her daim yer almaktadır.
Bizi birbirimize çekerken aynı zamanda her birimizi kendi mekanlarımızda toplayan, arzudur.
“Arzu bizi daima kendimizle, ötekiyle ve dünya ile bir araya getiren şeydir… Kökeninde var olana sadık kalsa da durmaksızın tatmininin peşindedir. Çünkü arayışında olduğu mutlak, hiçbir zaman tam olarak ulaşılabilir nitelikte değildir.” .
Reklam
Bende uyandırdığı mutlak özlemi ne olursa olsun, ötekini tam olarak benim kılamam. Yine de ona duyduğum arzuda isteğim ve enerjimdir onlar. Ötekiyle olan ilişkimde 'benim', bu yüzden taahhüt edilmiş olandır. Ötekine duyduğum arzuda bu benim'i tamamıyla yitirmemek için -Hegel'in yönteminde önerilenin aksine- ötekini benim kılmaktan vazgeçmeliyim. Bir diğer ifadeyle ötekinin arzusundan kendimi muaf tutamam çünkü dolaysızlığı içinde mutlağa duyduğum özlemi canlı tutan odur. Böylesi bir devinim, Hegel diyalektiğinde işleyenin neredeyse tersidir. Mutlağa duyulan özlem, arzulananı nesnel ya da öznel olarak, özellikle de bilinç düzeyinde bizim kılmaktan vazgeçmemizi gerektirir.
Sayfa 53
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.