Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

29 EKİM ÖZEL SAYI

Atlas Dergi - Özel Sayı 2023/01

Atlas Tarih Dergisi

Atlas Dergi - Özel Sayı 2023/01 Gönderileri

Atlas Dergi - Özel Sayı 2023/01 kitaplarını, Atlas Dergi - Özel Sayı 2023/01 sözleri ve alıntılarını, Atlas Dergi - Özel Sayı 2023/01 yazarlarını, Atlas Dergi - Özel Sayı 2023/01 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Tanzimat ve diğer reformist hareketlerle beraber, kadın birdenbire belli haklara kavuşmuş, eğitim imkanlarından yararlanma şansına erişmiştir.Bu dönem mücadelemizin başlangıcıdır. Cumhuriyetin ilanı ile beraber kadının adı konmuştur. Kadın yüzyıllar boyunca görünmez bir varlıkken perdenin arkasından çıkmış; Meclis'te, üniversitede, şantiyede, sahnede, uçakta, ameliyatta yerini almış meydanları doldurmuştur. Mustafa Kemal'in ifade ettiği gibi "Cumhuriyetin temeli kültür iken, bu temeli sağlayacak olan kadın ve erkek eşit değilse bu medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir." Bugün biz ülkemizde oy alıp verebiliyorsak,kanun nezdinde eşit, tek ve hür yaşayabiliyorsak cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren verilen amansız mücadelenin sayesindedir. Hiçbir hak gümüş tepsi üzerinde, kolay bir şekilde kazanılmamıştır."
1936 yılında Berlin'de düzenlenen olimpiyatlarından sonra Ikinci Dünya Savaşı nedeniyle 1948 yılına kadar turnuva düzenlenemedi. Olimpiyat meşalesi, 12 yıllık aranın ardından Londra'da yandı. Ruhi Sarialp, atletizmde Türkiye'nin adını dünyaya duyurdu. Uç adım atlama yarışmalarına katılan Ruhi Sarıalp, 15.25 metrelik derecesiyle olimpiyat üçüncüsü olarak bronz madalya kazandı. Sarıalp bronz madalyanın öyküsünü şöyle anlatıyordu: "Sabah 6'da kalkarak Wembley Stadına gittik. Hocam Naili Moran'la kum havuzun yanındaydık, stadın boş olması heyecanımızı daha da artırmıştı. Yanımıza bir Ingiliz yaklaştı. Kendisini stat görevlilerinden Bay John olarak tanıttıktan sonra 'Ne o Türk, heyecanlı misin yoksa? diye sordu. Cevap vermeme fırsat vermeden'Beni dinle. Babamın dedesi, Kırım Savaşı sırasında Türklerle omuz omuza silah arkadaşlığı yapmış. Savaşa girecekleri sırada büyük dedem de çok heyecanlıymış. Bunu fark eden bir Türk askeri, cebinden çıkardığı küçük bir madeni parayı dedeme vererek, savaşa başlayacakları anda bu parayı dilinin altına koymasını söylemiş. 'Bu para hem senin heyecanını önleyecek hem de seni koruyacaktır' demiş. Dedem de askerin söylediğini yapmış ve salimen yurda dönmüş' diyerek büyük dedesinin anısını anlattıktan sonra, cebinden çıkardığı bir penilik meteliği bana uzattı ve parayı yarış sırasında dilimin altına koymamı istedi. Ben de öyle yaptım."
Sayfa 116 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Reklam
Alaturka: Radyoda yasak, sofrada serhest
Cumhuriyetin 10. yılı kutlanırken gazetelerde Türk müziğinde alaturka alafranga tartışmaları yaşanmaktadır. 1931'de Türkiye'ye gelen Viyanalı besteci Joseph Marx'n Türk müziğinde Batı teknikleri uygulaması konusundaki görüşleri etrafında gelişen tartışmaları Peyami Safa, "Musikimiz Nasıl Garplılaşmalı?" başlıklı bir
Sayfa 103 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
5 Aralık 1934'te İsmet İnönü ve 191 vekil anayasa değişikliği teklifi sundu ve kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Erkeklere 10 yıl önce tanınmış hak, anayasanın 10. ve 11. maddelerinde yapılan değişiklikle uygulamaya geçmişti. Böylece 8 Şubat 1935 genel seçiminde ilk önce 17, bir sonraki seneki revizyon ile toplamda 18
Sayfa 98 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
1930 yılında İçişleri Bakanı Mehmet Şükrü Kaya, kadınların yakında mebus seçilebileceğini ifade etti ve kadınlar 3 Nisan 1930'da ilk kez belediye seçimlerinde seçme ve seçilme haklarını kullandılar. Bu seçimlerde Suat Derviş gibi kadınların ciddi mesai harcadığı, seçime giren iki partiye üye kadınların semt semt gezip konuşmalar yaptıkları, konferanslar verdiği biliniyor. 1930 Belediye Seçimiyle Belediye Meclisi'ne, Nebiye Necmettin Hanım, Ayşe Hanım İzmir Belediye Meclisi'ne, Nakiye Hanım, Safiye Hüseyin Hanım, Latife Bekir Hanım ve Rana Hanım İstanbul Belediye Meclisi'ne girmiştir. Cumhuriyet tarihimizin ilk kadın muhtarı Ayşe Hanım, Aydın Çine'de işbaşı yapmıştır. Ayşe Hanım, kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklayan ilk muhtar olarak da nam salmıştır. Belediyelerde seçme ve seçim hakkını kazandıktan sonra 11 Nisan 1930'da adeta Kurtuluş Savaşı esnasında yapılan mitingleri andıran "büyük medeni zaferi" kutlamak için Kadınlar Birliği Sultanahmet Meydanı'nda ilk mitingini düzenlemiş ve "Siyasette biz de varız" sloganları atmıştır.
Sayfa 98 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Eğitimle beraber hukukta yapılan değişiklikler de kadının önünü açtı. 1925 yılında İsviçre Medeni Kanunu'ndan uyarlanan medeni kanunumuzda Türk kadını gerçek anlamda eşit bir birey olarak kabul edildi. Kolay olmadı. Meclis'te ve Meclis dışında bu hakların lütfedilir gibi verilmesine karşı bir muhalefet vardı. Ama hem Mustafa Kemal'in kararlılığı hem de çeşitli kadın hakları savunucularının amansız uğraşları sayesinde medeni kanun kabul edildi. Burada Mustafa Kemal'in kız kardeşi Makbule Hanım ve üye olduğu Halk Partisi Kadın Kolları ve Nuriye Ulviye Hanım tarafından kurulan "Müdafaa-i Hukuk-u Nisvan Cemiyeti" gibi kuruluşların önemli bir rol oynadığını belirtmek gerekir. Kadınları alakadar eden ve daha evvel olmayan pek çok madde kanuna eklenerek velayet, miras, boşanma, mallar üzerinden tasarruf hakkı gibi haklar tanındı. Medeni Kanun'a göre kız öğrencilerin (Harp Okulları haricinde) tüm okullarda okumasının da önü açılmıştı. Böylelikle, kanun nezdinde kadınlar eşitlenmiş, eğitim alabilmelerinin önündeki tüm engeller kaldırılmıştı.
Sayfa 97 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Reklam
Türkiye'de kadın hakları deyince ilk akla gelen kadınlardan biri Nezihe Muhiddin'dir (Tepedelengil). 1923 yılında, Cumhuriyet Halk Fırkası kurulmadan evvel 13 kadınla beraber kurdukları "Kadın Halk Fırkası", Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir. Her ne kadar valilik tarafından reddedilmiş olsa da bu, Nezihe
Sayfa 94 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Türk toplumunda kadın haklarının süreci,
1839 tarihinden itibaren pek çok eserde kendini gösteren kadın hareketi "hareket-i nisvan" ya da Mehmet Cavid'in değimiyle "mesele-i isti'naiyye" zamane dergilerinde hicvedilmiş, kadınların güçlenme olasılığı, pek çok kalem tarafından büyük bir tehlike olarak resmedilmişti. Patriarkinin kalemleri, kadın tehdidine
Sayfa 93 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Ülkemizde kadınların kazanmış olduğu hakların tümünü cumhuriyet dönemine atfetmek doğru olmaz fakat kadınların gerçek anlamda eşit birer birey olarak kabul görmesi cumhuriyetle sağlanmıştır. 1930'lara kadar pek çok haktan mahrum edilmiş olan kadınlar cumhuriyetle beraber her yerde kendini göstermiştir. Ama bu başarıyı, "Mustafa Kemal istedi, oldu" diye okumak, 1923'e kadar neredeyse 100 yıl boyunca savaş vermiş olan kadın hareketine ve 1920'lerden itibaren Meclis'te ortamı hazırlayıp tüm menfi protestolara rağmen kadın hakları için didinmiş kişilere haksızlık etmek olur. Dolayısıyla "Cumhuriyetin Kadınları"nı kaleme alırken, Victoria Çağı'nın kadınları olan anneannelerinden bahsetmeden olmaz. Bununla beraber, Atatürk'ün Birinci Dünya Savaşı'ndan itibaren kadın meselesine nasıl eğildiği, günlüklerinde, konuşmalarında, verdiği röportajlarda kadın konusuna ne kadar ehemmiyet verdiği aşikârdır. Yani Mustafa Kemal kadınların öneminin altını çizmeyip hak kazandırma konusunda bu kadar diretmese, kadın davasının uzayacağı bellidir. Kısacası, bizler bugün özgürce okuyup istediğimiz işi yapıyorsak, yüzyıl önce bizler için mücadele etmiş nice kıymetli kadına ve Mustafa Kemal ve güvendiği bir avuç arkadaşına müteşekkir olmamız gerekir.
Sayfa 92 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Atatürk, 1920 tarihindeki konuşmasında şöyle diyordu: "Dünyada her şey için maddiyat ve maneviyat için ve muvaffakiyet için en hakiki mürşit bilimdir; fendir. Bilim ve fenden başka kılavuz aramak gaflettir; bilgisizliktir; doğru yoldan sapmadır." Atatürk bu sözleriyle başarıya giden tek yolun bilim ve teknikte belli aşamalar kaydetmek suretiyle gerçekleşebileceğine işaret etmektedir. dan mahrum edilmiş, metalaştırılmıştır. Bu "kaybediş" hikâyesi 19. yüzyıla kadar böyle devam etmiş, kadınların büyük bir çoğunluğu eğitimsiz, yasal olarak her daim erkeğin boyunduruğu altında bırakılmıştır. Artık kaçınılmaz olan Tanzimat ve diğer reformist hareketlerle beraber, kadın birdenbire belli haklara kavuşmuş, eğitim imkânlarından yararlanma şansına erişmiştir. Bu dönem mücadelemizin başlangıcıdır. Cumhuriyetin ilanıyla beraber kadının adı konmuştur. Kadın, yüzyıllar boyunca görünmez bir varlıkken perdenin arkasından çıkmış, Meclis'te, üniversitede, şantiyede, sahnede, uçakta, ameliyatta yerini almış, meydanları doldurmuştur. Mustafa Kemal'in ifade ettiği gibi, cumhuriyetin temeli kültür iken, bu temeli sağlayacak olan kadın ve erkek eşit değilse, bu medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir. Bugün biz, ülkemizde oy alıp verebiliyorsak, kanun nezdinde eşit, tek ve hür yaşayabiliyorsak cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren verilen amansız mücadelenin sayesindedir.
Sayfa 92 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.