Ebeveynler gönüllü olarak ya da istemeden göçmen olabilirler ancak çocuklar her zaman "sürgün" edil- mişlerdir. Ayrılmaya karar verenler onlar değildir ve istedikleri zaman geri dönemezler. - L. ve R. Grinberg (1989)
Dünya bir zahirse, bir bâtındır. Dünyanın dönüşüne uyamadım. Zahirde aynasız, bâtında soluksuz kaldım. Ben bilemedim ki neyim ve de neredeyim, bu devran ne makamındadır.
ŞİMDİ, seni eski Ankara'da bir gezintiye çıkaracağım. Çankaya yokuşunun başında, ortasından bir derenin şırıldayarak aktığı ve sağlı sollu kavakların sıralandığı, dallarında bülbüllerin ötüştüğü, toprak yollar üzerinde henüz apartmanların belirmediği bir dönemi merak ediyor musun? O hâlde şimdi Karum'u sağına, Kavaklıdere Tenis Kulübünü soluna al ve Karum'un önündeki taş meydanda, yüzün Tunalı Hilmi Caddesi'ne dönük olarak dur. Dilersen cümleler arasında gözlerini yumup kendini oradaymış gibi hayal edebilirsin. Unutma, o zamanlar Ankara bolca toprak kokardı ve her bahar dallarda sarı çiğdemler patlar, her bağ bozumunda bahçelerde kaynayan kazanların buharı göğü tutardı.
Ebeveynler gönüllü olarak ya da istemeden göçmen olabilirler ancak çocuklar her zaman "sürgün"edilmişlerdir. Ayrılmaya karar veren onlar değildir ve istedikleri zaman geri dönemezler.