Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Aylak Adam
Yusuf AtılganYüksek Puanlı Aylak Adam Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Aylak Adam sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Aylak Adam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Aylak Adam - Yusuf Atılgan
"Ulan ben ne okudum acaba?" derken bir anda nefes alıp verinceye kadar bir hayatın geçtiğini fark etmezsiniz. Kitabın sonunda da tam bunu yaşıyorum. Ne oldu ne bitti derken birileri can veriyor, birileri duygu değiştiriyor. İşte Yusuf Atılgan genelde bunu yapıyor. Bir otobüse biniyorsunuz sanıyorsunuz ama aslında uçak seyahati yaparken indiğinizde trenden inmiş gibi oluyorsunuz.
"Kitabın sayfalarını açtım. Okudum. İlk başta karışık geldi. Ama okuya, okuya karışıkları anlamaya başladım. Değerli Yusuf Atılgan'la bu romanında tanıştım. Size arka kapakta yazan sözü söylemek istiyorum. Zor bir karakter, zor bir yaşam yalın bir roman. Hem zor karakter, hem zor bir yaşam. Her ne kadar yaşam zor geliyorsa bile bir şekilde o zorlukları iyi bir kıvama getirebilen bir güce sahiptir. Bir ismi bile olmayan C. hep farklı doğru arayışları arıyor. Gücün dayanmaktansa yalnızlığıma kaçarım. Bana tek insan yeter. Bu sözde bunu anladım. Evet banada tek insan yeter, benden başka kendim kendime yeterim. Diyorum. Kitabı beğendim. Okuduğuma değdi. Yazarın ilk kitabı ve unutamadığım kitabın sözleri etkisindeyim. Tavsiyeye gelince düşüneyim, niye düşünüyorum ki? Size bırakıyorum. Karar sizin kesinlikle hiç sıkılmadan okuyabileceğiniz bir eser. Keyifli okumalar diliyorum."
192 syf.
10/10 puan verdi
Sevgi .
"Ne iş yapiyorsun ? - Aylakım ben !"
İçinde kaybolmuş bir anne bir çocuk ve sadece sevilmek hissinde kendini arayan belki yitirilmiş harcanmış çocukluk. Sevilmek hissinden doğan yalnızlık . Kocaman, sesini kendinin bile duyamadığı kadar derinlere gizlenmiş bir yalnızlık !
Yusuf Atılgan bu okuduğum ilk kitabında beni derinden etkiledi ve belki hayatımın aynı döneminde olduğumdan( aylaklık dönemi ) sanki içinde beni barındıran bir hikâyeydi okuduğum. Birlikte uyandık, yemek yedik , dolaştık , yağmur yağdı ıslandık ! Harika bir kitaptı dili anlatımı üslubu ve bilinç akışı yönetiminin sizi kişinin kafasının içine götürüşü gerçekten uzun yıllar hatırlayacağım bir roman.
192 syf.
10/10 puan verdi
O ki cehennemde bir allah gibi yalnız bir aylak adam!
Attila İlhana bu mısrâları yazdıran hayat aylak adama da tadından yenilmez ekşim tırak bir hayat sunmuş.
Varolmak nedir?
Neredeyiz , nereye gitmek istiyoruz?
Biz dünyada kendimizi nasıl konumlandırmalıyız?
Ölümden daha ağır bir ceza varsa o da nedir?
Bu sorularla ilgili dinlediğim bir programda şöyle aktarıyordu:
Kim olduğumuza, ne
Selam :)
Dostların "Ya çok seveceksin ya da hiç" dedikleri, bitirdiğimde "Sevmeyen var mıdır?" diye düşündüğüm 190 sayfaya sığdırılmış kocaman bir dünya idi bu kitap. Kesinlikle damakta farklı bir tat bırakan yapısı vardı.
Kitabımız aynı zamanda Oğuz Atay 'ın Tutunamayanlar romanının yazılmasına da öncülük etmiş.
Benim okuduğum ilk Yusuf Atılgan romanı ve itiraf etmeliyim ki ilk 40 sayfada yazarın anlatım tarzını çözmede, olay örgüsünü kurmada ve kişileri oturtmada birazcık zorlandım. Ama sonrası tekrar tekrar okumama sebep olacak müthiş bir yolculuktu.Başlarda aynı duyguyu yaşarsanız sakın pes etmeyin, kendinizi bu güzellikten mahrum bırakmayın.
Kitabımızın konusuna gelecek olursak; tek düzeliği reddeden, konfor alanının dışına çıkamayanlara, sorgulamadan yaşayanlara ağır eleştiri getirmiş yazarımız.
Alışkanlıklardan korkan, toplumun dayattığı kurallardan sıyrılmaya çalışan, gerçek sevgiyi arayan, istemese de babasından derin izler taşıyan, mesleği "Aylaklık" olan bu adamla tanışmak, karanlık koridorda ona eşlik ederken kendimle yüzleşmek, dertleşmek, bunları düşünen - yaşayan sadece ben değilmişim hissini yaşamak çok güzeldi. Okumadıysanız eğer kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim.
Kitapla, sevgiyle ve hoşçakalın.
"Ben toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın.".
Tüm kitabı özetleyen net bir cümle.. net bir düşünce. Net bir duygu. Güler, Ayşe, Şadiye.. Aylak adam.. Beni nerelere götürdü kitap... Karaköy, Galata, Beyoğlu'ndan.. Alemdara kadar... Bulduğunu, aranılan olduğunu zannederek geçirilen mevsimler... Hepsinde ayrı bir bekleyiş ayrı bir heyecan... Aynı terkediliş.. Aidiyet isteyen ait olamayan... Güler'i ne kadar beklemişti halbuki... Ya Ayşe'yi... hepsini çözmüştü de... Annesini henüz bir yaşındayken kaybetmişti. Zehra teyzesi büyütmüştü onu. Babasına deli bir öfkesi vardı. Babasının Zehra teyzesi ile olan ilişkisini henüz anlamadığı yaşlarda; onun dizine başını koyup duyduğu huzuru arıyordu.. Yillarca birlikte olduğu kadınlarda, belki de çocukken onun bu kadından gördüğü merhameti, sevgiyi arıyordu. Her kadın bir gün onu terkedecek biliyordu. Her kadın onu terketti. Beklediği huzuru bir dizde bulacaktı halbuki.. okudukça gördüm boşluğunu.. o dolmayacak boşluğu... bu boşluk ne parayla ne de " sadece küçük bir evim olsun, iki de çocuğum, mutlu bir yuvam olsun." Diyen kadınla dolmayacaktı. Asla doldurulamayacak bir özlemin kitabı bu kitap...
Atılgan’ın “Aldana aldana bir gün onu bulacaktı.” cümlesinde durdum. O hep içimizde olan aradığımız kişiyi düşündüm. Belki onunla tanıştık ama uyanık değildik. Belki de bir türlü uyanmayan hislerimizle birbirimizi teğet geçtik. O sokaktan saparsamlar ya o dükkana girersemlerde hep o ihtimali düşündük. Ya şimdi oradaysa ya şimdi zamanıysa... Bütün ya ve yadalarda hep aradığımız kişi vardı ve hala var. O kimbilir neredeydi? Onu düşünürken içimde şu cümleler oluşuyor:
Ben, ben konuşmak istemiyorum ki. Hatta düşünmeyi bile unutmak istiyorum. Orada onunla olmaktan mutluluk duymak, yüksek bir mutluluk duymayı istiyorum. Varlığına çekilirken içimde mutluluk, içimde sevinç, içimde arzular uyanmalı beni harekete geçirmeli. Daima uzayıp giden o mutluluk hareketleri ve sadece o...
Aradığımız o kişiyi içimizde diri tutmaya çalışırken inanıyoruz bir gün bulacağımıza...
Aylak Adam çok değerli ve okunması gereken bir kitap. Umarım sizler de keyifle okursunuz. Sağlıcakla kalın.
Aylak Adam... Hakkında sayfalarca konuşabileceğim lezzette bir kitap. Her çevrilen sayfada bilinçaltının o karşı konulmaz gücü, felsefi içeriği ve toplumdan soyutlanmayı gördüğüm harika cümleler. İlk okumaya başladığımda kitaptan korktum. Anlatıcıları karıştırdım sanki. Yahu bu kitap birinci ağızdan mı anlatılıyor üçüncüden mi kavramakta
192 syf.
10/10 puan verdi
İlk okuduğum Yusuf Atılgan kitabıydı.Beni şaşırtan aynı gün doğmuş olmamızdı.Ne kadar güzel bi tesadüf dedim fakat o ben doğmadan yıllar evvel bu dünyadan göç etmiş.
Kitapta aktardığı duygu ve düşünce; karnı tok,sırtı pek insanın düşünmeye vakit ayıracağı cinsten şeyler.Uzun süre kendi iç dünyanıza dönüp insanları incelemeye başlarsanız, evet ya diyerek kitap da yazılanlara hak veriyorsunuz.Hatta kendinize yönelmeseniz bile, o bunları size gösteriyor ve aydınlanma yaşıyorsunuz.Okuyanlar,kitabı Albert Camus'un Yabancı kitabına benzetmişler..Onun vurdumduymazlığı var gibisinden.Aslında vurdum duymaz olduğunu düşünmüyorum.Her şeyin farkında ve bu yüzden bu şekilde yaşamayı tercih etmiş.
İnsan evladının küçüklüğü geleceğini nasıl etkiliyor ona da değiniyor.Babası gibi olmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor ama sonunda yine ona benzediğini farkediyor.Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey; kötü bir aile ile karşılaşmasıdır diyerek yorumuma son veriyorum.Kesinlikle okuyun..