Kitap doğumdan ergenliğe kadar insan yavrusunun beyin gelişimini, anne-baba davranışlarının doğumla gelen genetik özellikler sınırında çocuğun gelişiminde ne kadar hayati etkisi olabileceğini, sözlü ya da sözsüz iletişim ipuçlarını ve ebeveynliğin ‘patronluk olmadığı’ gerçeğiyle çocuk yetiştirmedeki sınırlarımızı irdeliyor. Yansıtıcı ebeveyn olmanın önemini ve her insanın her gelişim döneminde en büyük ihtiyacının duygusal ve zihinsel olarak ‘anlaşılmak’ ve ‘ anlaşıldığının hissettirilmesi’ olduğunu detaylıca vurguluyor.Bu kitabı her anne babaya tavsiye ederim. Adeta bir ders kitabı gibi altını çizip not alarak okudum. Çocuk yetişirken günlük hayatın telaşında sıkça girdaba kapılmış hissediyorsanız okuyup kendinize notlar çıkarabilirsiniz. Bebek, çocuk, ergen olmak üzere gelişimin her evresinde aile içindeki zihinsel paylaşımların çocuklarımızı olumlu ve olumsuz iki uçlu bir çizgi üzerinde nasıl ilerletebileceğimizin çarpıcı örneklerini okumak muhteşemdi. Beynimizin öngörüyle bize oynayabileceği oyunlar, her beynin içinde başka bir zihin ve her zihinde başka bir bakış açısı.. Çoğu zaman erişkin olarak bizim de anne babamızla ilişkimize, sosyal yaşamda arkadaşlarımızla olan diyaloglarımızda farklı düşünce yollarına da şans vermek adına rehber niteliğinde.
