Kimse kendine benzemiyor. Herkes bir kalıp seçiyor, ona özeniyor; tamamıyla seçilmiş bir kalıbı kabulleniyor. Bununla birlikte, insanoğlunda okunacak başka şeyler var, buna inanıyorum. Cesaret edemiyorlar. Sayfayı çevirmeye cesaret edemiyorlar. Taklit kanunları; ben bunlara korku kanunları diyorum. Kendilerini yalnız bulmaktan korkuyorlar, ama kendilerini hiç bulamıyorlar. Bu ahlaki agorafobi bana iğrenç geliyor, korkaklıkların en kötüsü bu. Oysa insan hep yalnızken yaratmıştır. Ama burada yaratmak isteyen kim? İnsanın kendi içinde ayrı, farklı hissettiği şey, ender sahip olunan şeyin, herkese kendi değerini sağlayan şeyin ta kendisidir; işte bunu yok etmeye çalışıyorlar.
İnsanların en güzel yapıtları acılı yapıtlarıdır hep. Bir mutluluğun öyküsü ne olabilirdi? Mutluluğu hazırlayan, sonra da yıkan şeylerden başka hiçbir şey anlatılamaz.
“Aşkın bir tepe noktası vardır ki tektir ve ruh ileride bunu aşmak için boşuna çırpınır; mutluluğunu yeniden canlandırmak için harcadığı çaba ruhu yıpratır; mutluluğu, mutluluğun hatırası kadar baltalayan bir şey yoktur.”