Rose'la tanıştıklari günü hatırladı;pek romantik bir karşılaşma değildi belki.Seneler boyunca defalarca anlatmışlardı birbirlerine o anı,hatırlayabildikleri her ayrıntıyla dalga geçerek.
“Senin işlediğin günahlara rağmen, sana rağmen pür-i pak olacak bu çocuk. Herkese örnek olacak! Sırf bu ülke değil, Ortadoğu ve Balkanlar değil, bütün dünya duyacak evladının adını. Bu kız çocuğu, kitleleri peşinden sürükleyecek ve insanlığa barış ve adalet getirecek!”
Zeliha aile fertlerine baktı göz ucuyla. Boş ve donuk yüzler buldu etrafında.
“Neyse canım, uzun lafın kısası pıhtıcık bir yere gitmedi! Müjdemi isterim valla! Bebek hâlâ karnımda! Yakında şu masaya bir tabak daha eklenecek demektir.”
İstanbul huzursuz uykusundan uyanıyor şimdi, en telaşlı saatine hazır. Şu andan itibaren dinlenecek çokça dua, bir kenara yazılacak çokça küfür, gözden kaçırılmayacak çokça günahkar ve esirgenmesi gereken çokça masum olacak.