Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bâbıâli Hatıraları

Mahmut Yesari

Bâbıâli Hatıraları Gönderileri

Bâbıâli Hatıraları kitaplarını, Bâbıâli Hatıraları sözleri ve alıntılarını, Bâbıâli Hatıraları yazarlarını, Bâbıâli Hatıraları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vefik Paşa’nın siyasi celadetlerinden birini daha anlatalım: Paşa, Tahran’da büyükelçiyken bir kabul resminde şahın huzuruna girmesi icap ediyor. Şahın bulunduğu salona girilen kapı kasten küçük yapılmış. Şahın huzuruna girecekler oradan ancak iki büklüm olarak geçebilecekler. Vefik Paşa kapıyı görüyor. Osmanlı İmparatorluğu elçisinin iki büklüm huzura girmesini kabul edemiyor, hemen dönüyor, eğiliyor ve arka arka yürüyerek salona giriyor. Şahın ne renge girdiğini düşünebilirsiniz.
Sayfa 195 - Can YayınlarıKitabı okudu
Osman Cemal kaygılı
Topkapı’da, sur dışında bir meyhane vardı. Ara sıra oraya gider otururdu. Meyhanecinin kedisini alıştırmış, çağırır, sever, okşardı. Bir gün aklına gelmiş, rakı damlattığı ekmeği yoğurda bulayarak vermiş. Sonra oraya her uğradıkça kediye rakı ekmek vermiş. Gözümle görmesem inanmazdım. Kedi rakıya alışmamış mı? Osman Cemal gelince hemen yanına sıçrıyor, onun gözlerinin içine bakıyor. O günkü tayınını bekliyordu.
Sayfa 142 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Buffon, “Üslup insandır!” demişti. Recaizade Ekrem, bunu, dilimize müsecca olarak tercüme etmiştir: “Üslubu beyan aynıyla insandır.”
Sayfa 68 - Can YayınlarıKitabı okudu
Akbaba'da, "İspati Bacağı" imzasıyla Laz taklitli fıkralar yazıyordum. Bir gün Yusuf Ziya bir mektup verdi, "Sana Trabzon'dan mektup var!" dedi. "Galiba Karadeniz. taklidine baslayah ahbaplar edindik!" Mektubu açtım, rengim attı. Mektup değil barut. Küfür değil, tehdit. Hem de nasıl: "Eğer bir kurşun menzili mesafede olsaydun patlatırdum o kafanu!" Mektup işte hep bu üslup-i nazikânede devam ediyor.
Sayfa 49 - Can YayınlarıKitabı okudu
Komşularımdan ihtiyar bir hanım bir sarı kâğıt uzattı: "Bugün kapıdan bırakmışlar. Bu ne demek istiyor?" Kâğıda göz gezdirince komşuma hak verdim. Bu Bâbiâli lisanıyla kâtipçe yazılmış bir ihbarnameydi: "... Lazım gelen zaman zarfında şirketimize tesviye edilmemiş olduğundan tedahülde kalmıştır. En nihayet üç gün zarfında tesviyesi lüzumunu arz ve aksi takdirde şirketin kâffe-i hukuku mahfuz kalmak şartıyla tesisatınıza muta cereyanın kat edileceğini ve mahkeme-i aidesi nezdinde takibat-ı kanunide bulunacağını iş’ar eyleriz... İlh…” Komşuma tercüme ettim: "Borcunuzu lazım gelen zaman içinde şirkete ödenmediğinizden asıntıda kalmıştır. En nihayet üç gün içinde ödenmesi lazımdır. Ödenmezse şirket hiçbir hakkından vazgeçmemek şartıyla evinize verdiği cereyanı kesecek ve mahkemeye giderek sizi dava edecektir." Kadıncağız melül melül yüzüme baktı: "Peki ne diye bunu böyle yazmıyor?"
Sayfa 21 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Edebiyat güzel sanatların öbür şubelerinden daha kuvvetli, daha tehlikelidir. Çünkü resim gibi göze, musiki gibi kulağa hitap etmez. Doğrudan doğruya merkezle yani kafayla konuşur.
Sayfa 238Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
Mahmut Yesari gibi 19.yy sonu 20.yy başı arası dönemde doğmuş yazarlar bence Türk edebiyatının ilk büyük şaheserlerini ortaya çıkarabilirdi. Çünkü Tanzimattan bu yana işlenen dil artık bu dönem yazarlarında kıvamını bulmuş gibiydi. Fakat siyasi ortam buna izin vermedi gibi geliyor bana. Milli edebiyat akımı ve onun ardılı cumhuriyet dönemi memleketçi edebiyat, imparatorluk dilinin rafine yapısını sekteye uğrattı. Daha vulgarize bir dil egemen oldu. Bu da artık meyvesini vermek üzere olan bir mirasın ister istemez sönümlenmesine yol açtı. Elbette ki başta belirttiğim kuşak, cumhuriyet döneminde de eserler yazdı ama yazdıkları ya rejime yaranma uğruna bir idealizme ya da rejime suskun bir muhalefetle arkaizme yöneldi. Bu da kaçınılmaz bir süreçti aslında. Mahmut Yesari'nin dilinin kıvraklığı bana bunları düşündürttü.
Bâbıâli Hatıraları
Bâbıâli HatıralarıMahmut Yesari · Can Yayınları · 201923 okunma
Bir doktor arkadaşta, halka göre yazılmış bir tıp lügati gördüm, aldım ve üç ay, yarı anlayarak yarı anlamayarak okudum. Anlamadıkça okumakta ısrar ediyordum ve okumakta ısrar ettikçe de anlamaya başlıyordum.
Sayfa 157Kitabı okudu
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.