Milyonlarca yıldır doğa, yenilenme uğruna hayatı umarsızca heba edip duruyordu. İlerleme yoktu,amaç yoktu, sadece yenilikler geçidi vardı; kimi zaman ortaya güzellik, güç ve sağlık çıkıyordu, kimi zamansa çirkinlik, acizlik ve hastalık.
"Eğitimci olarak Schopenhauer" makalesinde, "Otoriteye, para kazanma hırsına, sosyalliğe ve bilime çabucak kapılıp gönül veren insanın, bunlar uğruna bizzat kendisine sahip olmaktan vazgeçtiğini," yazmıştır.
Heidegger çağdaşlarından daha çarpıcı ve sistematik bir biçimde, insanlığı, anlamsız bir evrende bir anda çakıp sönen bir anlam parlaması olarak betimlemişti.
" Daha da önemlisi , dikkatimizi dağıtan dış etkenlerin hızlanarak arttığı bu çağda, bahçe biraz yavaşlamak, dikkatlice bakmak ve cesurca düşünmek için bir fırsattır; zihin dağınıklığının panzehiridir. "