Balkan Harbi'nde İhmal Faciaları

Süleyman Külçe

Balkan Harbi'nde İhmal Faciaları Sözleri ve Alıntıları

Balkan Harbi'nde İhmal Faciaları sözleri ve alıntılarını, Balkan Harbi'nde İhmal Faciaları kitap alıntılarını, Balkan Harbi'nde İhmal Faciaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Meğer sonradan anlaşıldığına göre Kumonova Ordusu'nun bozulmaya başladığı gün, bu gündü.Cephede Nizamiye Kıtaatını takviye eden ikinci sınıf yerli erler daha ilk temasta mevkilerini terk ederek yakın köy ve kasabalarına savuştukları ve aileleri nezdine koştukları gündü. Bu durumun su-i tesiri(kötü etkisi) harp eden Nizamiye askerlerine de geçmişti. Önce düşman bozulup çekildiği görüldüğü halde bizim taraftaki tecrübesiz askerin telaşı yüzünden cephenin sarsıldığı his ediliyordu. Subayların hele askeri erkan,büyük bir telaş ve heyecanla yerlerini terk eden efradın önlerine geçmeye çalıştıkları halde muvaffak olamıyorlardı."
"Tezkere verilen asker usta erlerdi.Mahalli adetlere,düşmanın haline vukufları vardı.Hatta hudutlarda daima müsellah mücadelelerle ömürlerini geçirmiş olduklarından, onları ürkütmüş bir durumda idiler.Bu üstünlük bir askere lüzumlu bir avantaj idi.Acemi asker, bu usta askerlerin yerini katiyen dolduramazdı. Bunları bu zamanda salmak ya bir hıyanet eseri yahut büyük bir gaflet idi."
Reklam
"Kafile nereye gidiyordu? Bu bir mevzi değiştirmek,daha müsait bir yer almak demek değildi. Çünkü gidiş tam bir bozgun gidişi idi.Taze, yıpranmamış bir kuvvetin bir gün içinde bu derece sükutuna imkan yoktu. Çünkü nihayet düşmanın açıkgöz bir topçusu bizim müdafaa hattımızın arkasına geçerek şehre hâkim bir mevzi almış ve yalnız bir panik yaratıp şehri teslime mecbur etmek için durmadan ateş ediyordu. Şu halde bu topu susturmak icap ederken böyle yapılmamış,çarpışan asker, subay ve ahaliyi kendi hallerine bırakarak komuta heyeti kaçıyordu.Bu o demektir ki, şehri düşmanın tek bir topuna teslim ediyorduk. Yanımda, tanımadığım bir adam bana: -Bey, bey...Paşaya bak...Paşaya...diye karşıdaki kafileyi gösteriyordu.
Mağlubiyetimizi Tahkik Ettikten Sonra
"İlk günlerde köylerden toplanıp şehre getirdikleri esir kafilelerine artık rastlanmıyor. Çünkü bunları toplayıp toplayıp yollarda öldürüyorlar."
"Fırka merkezi olan Metroviçe'nin dopdolu olan esliha depolarını,cephaneliklerini,malzeme ambarlarını arkamızda bırakarak birkaç saat sonra şehre girecek düşmana kendi elimizle teslim ettiğimizi düşündükçe yüreğime kan damladığını hissediyorum.O güzel hastaneye hele içindeki hastalara yâd eller neler yapmazdı? Memleket halkı kabuklarına çekilmiş birer kaplumbağa hayatı yaşadığından: -Bizleri kimlere teslim ediyorsunuz ? bile demeye lüzum hissetmiyorlar."
"Nitekim Bulgar albayı bir seyyar satıcı haline girerek Pomak kıyafetiyle 3 yıl Doğu ve Batı Trakya'da simit ve Kula helvası satarken Edirne istihkâmlarının planlarını gezerek yapmış idi.Biz bu felaketin vukuundan sonra ancak öğrenmiştik. Mamafih bunları anlayıp bilen münevver eşhasta yok değildi. Bir misal verebilmek için."
Reklam
"Rumeli halkından olan erlerin çoğu,subayların bazıları daha ilk müsademede evlerine ve memleketlerine savuşmuştu.Halbuki çoğunluğu bunlar teşkil ediyorlardı.Kumonova,Üsküp,Priştine,Kaçanik,Metroviçe,Prizren,Yenipazar mıntıkaları redif ve ikinci sınıf redif subay ve muvazzaf erlerinin çoğu bozgunun daha ilk saatlerinde aileleri yanına savuşmuşlardı.Meydanda görünenler savuşacak yerleri olmayanlardı.Çoğu İstanbullu Anadolulu idiler."
"Şura-yı Saltanat içtimaında diğer söz alan zatlar şunlardı:Mahmut Şevket Paşa,Hüseyin Hilmi Paşa ve ayandan -geçenlerde şehrimize gelmişti- Romanyalı Basarya Efendi.Mahmut Şevket Paşa doğrudan doğruya harbe devam edip etmemek noktasına temas etmedi.Ordunun vaziyetini ve iş başında bulunan hükümetin hatasını telmihen dedi ki: -Ben hiç olmazsa orduyu ekmeksiz bırakmamıştım.Şimdi onu bile temin edemiyorlar, edemezler..."
"Manastır'ı bırakıp giden Osmanlı ordusu gerçekten acınacak bir durumda idi. Kâfi derecede yiyecek ve içecekleri yoktu. Kasım ayının ayazına karşı koyacak giyeceklerden de mahrumlardı."
"Rumeli'de Arabistan'da o zamana kadar sürüp giden hazırlıklar birden bire aydınlandı.Arnavutluk'ta Ipek kasabasında patlayan iki el silah Arnavutluk isyanının ilk tehlikeli ve korkunç habercisi oldu."