Ekrem, sonunda yapacağını yapmıştı. Beyhan'a yapabileceğinin en kötüsünü seçmişti, onu yapmaktan da çekinmemişti. Bilmiyordu elbette, ama zamanlaması da eşsizdi. Beyhan'ın en güçsüz, çaresiz, umutsuz olduğu bir zamanda, gitmiş dağın birini bulmuştu, ve atmıştı kendini denize.. yüzünü balıklara yedirmeye!..
Sanki, onu oradan Beyhan itmiş gibi olmuştu.