Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bana Sen Söyle

Necati Tosuner

Bana Sen Söyle Gönderileri

Bana Sen Söyle kitaplarını, Bana Sen Söyle sözleri ve alıntılarını, Bana Sen Söyle yazarlarını, Bana Sen Söyle yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Düşün! yalnızca duvarı görmeye mahkum bir ayna!.. Duvarın da, bir parçasını yalnızca... Hep aynı parçasını.. görmeye mahkum!..
Sayfa 442Kitabı okudu
Kıyıların görünüyor oluşu, denizin derinliğini azaltmıyor. Böyle bakınca, öyle: Deniz, yine derin. Orada da öyleydi belki. Ekrem'in her şeyi sona erdirdiği o bilinmez noktada, belki karşı kıyı da yoktu.
Sayfa 435Kitabı okudu
Reklam
"Sen tanıdığım en iyi insansın, Okan!.." "Yok, bana biraz kötü olma fırsatı da tanı!.."
Sayfa 432Kitabı okudu
Koşuyor Pervin. Sağlıklı yaşam için koşarmış gibi, - değil. Evet, bir şeye yetişmek için koşuyormuş gibi de değil. Görülmeyen engelleri olan bir koşu, -kolay değil. Kaçırılmışı aramaya sanki: ürkeklik taşıyan bir koşu.
Sayfa 420Kitabı okudu
Her korsanın yüreğinde bir başka korsan olur. Daha ünlü, daha zorba, daha korsan.
Sayfa 398Kitabı okudu
Yoldan hızlı hızlı insanlar geçiyor. Bir şey unutmuş gibi telaşlananlar oluyor. Gemiyi kaçırmaktan korkanlar, gemiyi gözden kaçırmaktan da korkarmış gibi yürüyorlar sanki.
Sayfa 369Kitabı okudu
Reklam
Ekrem, sonunda yapacağını yapmıştı. Beyhan'a yapabileceğinin en kötüsünü seçmişti, onu yapmaktan da çekinmemişti. Bilmiyordu elbette, ama zamanlaması da eşsizdi. Beyhan'ın en güçsüz, çaresiz, umutsuz olduğu bir zamanda, gitmiş dağın birini bulmuştu, ve atmıştı kendini denize.. yüzünü balıklara yedirmeye!.. Sanki, onu oradan Beyhan itmiş gibi olmuştu.
Sayfa 355Kitabı okudu
Mezarlığa girdikten sonra, camiye ulaşmak için epeyce bir yol gitmek gerekiyor. Arabayla bile gidilse, bir yerden sonra yürümek zorundasınız. İnce, kıvrımlı, uzun bir yol. Herkesin derdi kendine, -yolu. Sağ sola bakarsınız. Sanki bir şey arıyormuş gibi olursunuz. Görkemli aile mezarları.. eskiden görkemli olan aile mezarları.. bakımlı, taze mezarlar.. bakımsız mezarlar.. otlu mezarlar.. otsuz, çorak mezarlar. Dünya bir mezarlık, -sanki Bilinen adlar görürsünüz taşlar üzerinde. Tanıdık.. tanımadık adlar.. birilerini anımsatan adlar.. Eski taşlar.. devrik taşlar.. yeni taşlar. Fotoğraflı taşlar. Kısaltmalarla verilen uzun kimlikler taşlarda. Fatiha dilekleri. Kısa seslenişler. Son ders notları. Özdeyişler... yakıştırılmış özdeyişler... Silinmiş yazılar. Yenilenmiş yazılar. Kim kime acısın, -taşları. Hepsi de ancak bir ünlem olan, ve hemen de unutulmak istenen, yine de tarihlerine bakılarak ömürleri hesaplanmadan edilemeyen.. sonuç yazıtları.
Sayfa 342Kitabı okudu
Duvardaki Hemingway resmine uzun uzun bakıyordu Pınar: "Senin bu Ernesto.." diyor. "İntihar etmişti, ha?.." "Evet. Tüfeğiyle vurdu kendini..." "İnsan, niçin intihar eder ki?.." "Bilmiyorum.." diyor Okan. Ve susulacak-ken, sonra da ekliyor: "Ben daha oraya gelmedim..."
Sayfa 320Kitabı okudu
Orası, babasının olduğu yerdi. Fırat oraya yaklaştıkça, kapılmış olduğu telaşın altından, içini yırtan derin bir acı çıkıyordu. Neyse ki, durgun bir çaresizlik, içindeki yırtılmayı ağır ağır örtüyordu. Çaresizlik, sızıltılı.. -yine de bastırılabilen- bir ağlama isteğine yol açıyordu.
Sayfa 312 - morgKitabı okudu
Reklam
Pınar, kağıt gibi renksizdi. Annesi pazartesiye ameliyat olacaktı. Ortalıkta ölüm korkusu,-görmezden gelinen, gülmeye çalışılan, unutulmaya itelenen ölüm korkusu, evde, ortalıkta dolaşıyordu.
Sayfa 275Kitabı okudu
"Gemicinin iyisi ayrıldığı limanı düşünmez!.." demişti. "Varacağı limanı mı düşünür?.."
Sayfa 265Kitabı okudu
Siz, benim kırdığım fındıkların kabukları çuval çuvaldır sanıyorsunuz belki...
Sayfa 254Kitabı okudu
Sokaklarında dolaşamadığın bu kent, senin mi?
Sayfa 232Kitabı okudu
O inanların saçları dökülüyor hani, meğerse onun için kestirmiş saçlarını! Beni duyuyor musun? İyi. Dinle, sanki.. ölüme hazırlanıyor annem! Bunu söylerken başkalarından sakınıyormuş gibi sesi kısılmıştı.
Sayfa 230Kitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.