İlk kitabı okuyanlar bunu da mutlaka okumalı. Çünkü ilk kitapta eksik kaldığını düşündüğüm, aklıma takılan her şey bu kitapta cevaplanıyor. Kelebek için yine çok üzüldüm, evet ve yine çok sevindim. Üzüldüm, çünkü bu ülkenin karanlık geçmişinde de "sayı tutsun" diye sokaktan toplanıp işkenceden geçirilen simitçiler, tek suçu o yoldan evine gitmek olan (konuyla alakasız) kadınlar ve erkekler var. Fransa polisindeki çürüme bizim için de gayet tanıdık yani. Sevindim, çünkü eldeki verilere göre suçsuzluğu bariz olan bir adam sonunda hak ettiği mutluluğa kavuşuyor. Umutsuzluğa kapılmadan, özgürlük için sonuna kadar mücadele ederek! Toplumun düzenini sağlamak üzere görevlendirilmiş insanların "sadece" vicdanları tarafından yönetilmesini dilerdim. Önce Kelebek'i, ardından da Banko'yu okumanızı tavsiye ederim. =)