"Sizin emandan anladığınız bu mu?" dedi.
Adam yarım ağızla: "Sadece silahlarınızı istiyoruz." deyince, Oruç ağam, tek elinde tuttuğu silahını kumandana doğrultup, "Biz silahı böyle teslim ederiz." diyerek tetiğe basıp düşman kumandanını devrince bir anda kılıçlar çekildi.
Gençler için tarihimizdeki önemli şahsiyetlerden birinin hayatına giriş yapmak adına tavsiye edilesi güzel bir eser. Ortaokul ve lise öğrencilerine okutmamız gereken eserlerden.
Bazı tarihi şahsiyetler tesadüfi yetişmez.Onları zirveye taşıyan yol aslında çok zorludur.Barbaros Hayreddin Paşa, namı diğer Hızır Reis.Ağabeyi Oruç Reis ile bir koca denize hükmetmiş koca iki adam.Eserde bazı kesitleri Orhan Bey sürekli tekrara mahsus şeylerle donatmasına rağmen eser bize Barbaros hakkında kayda değer bilgiler veriyor.Coğrafi keşiflerden haberdar olup onu önlemeye çalışan bir Kaptan-ı Derya ve onun bu anlayışını pek benimseyememiş bir sadrazam...
Ve o son sahne
Derya masmavi atlas bir perde gibi yayılıp gidiyordu önümüzde.Uzakta kalan yıllara döndüm ister istemez.Bir ömrü sanki bir dakikada yaşadım yeniden.
"Neden daldın baba?" diye sordu oğlum Hasan.
"Oğlum, zafer dolu şaşaalı yılları hatırladım bir an," dedim. "Nice krallara ve beylere boyun eğdirdim.Kendini bir şey zanneden nice zorbalara haddini bildirdim.Hepsi unutulup hayal oldu şimdi," diye iç geçirdim.
"Baba, dünya fanidir.Hepimiz Cenabı Hakk'ın takdir buyurduğu süre yaşayıp tekrar ona döneceğiz.Ama sen, insanlar yaşadıkça unutulmayacaksın.Ne mutlu sana ki böyle güzel ve yararlı bir ömür sürdürdün.Allah yaptığın hizmetlerin karşılığını mutlaka verecektir baba," diyerek şu dizeleri okudu.
"Nasıl unutulursun ki,
Bu deryalar tanır seni,
Aha bu gök tanık zaferlerine,
Bu Güneş tanık."
Hasan'ımın içli dizeleri bana güç verdi, kalkıp ağır ağır eve doğru yürüdük...
Herkes unutuldu Barbaros amma senin zaferlerin ve şanın hâlâ tıpkı o gün ki gibi..
Bir beldeden kız alıp öyle götürmek kolay değildi. Damat tarafının eli bol , kesesi açık olmalıydı. Aksi halde ne olurdu?
Hiçbir şey olmazdı, kızı yine alırlardı ama damat ailesi dillere düşer, yıllarca olumsuzluk simgesi olarak anılırdı hep. Böyle anılmayı da hiçbir Türkmen istemezdi.