Ölüm korkutucudur, doğru, ama ölümle kaynaşmış, ölüme bulaşmış yaşam, daha da tüyler ürpertici oluyor, çünkü ne yaşamla alışverişi var tamtamına ne de ölümle.
Bir oğlan, doğduğu evi çevreleyen duvarların tatlı güvencesini elinin tersiyle iter, savaşkanlığını tartmak, yabancı bir ülkede can vermek ya da zafer kazanıp ülkesine dönmek üzere bildiği seslerle yüzlerden uzaklaşırsa, artık erkek olmuş demektir.