Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Baştan Sona Yalnızlık

Özcan Karabulut

Baştan Sona Yalnızlık Gönderileri

Baştan Sona Yalnızlık kitaplarını, Baştan Sona Yalnızlık sözleri ve alıntılarını, Baştan Sona Yalnızlık yazarlarını, Baştan Sona Yalnızlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geçtiğim yollarda iz bırakarak yürürken gerçekte senin adımlarını izlediğimi bilmiyordum. İşte bu yüzden, hep bir yerlere, hep uzak kentlere, hep bilinmeyen yüzlere giderken kendime yolculuk etmenin biraz da sana yolculuk etmek olduğunun farkına varamamıştım.
Sayfa 67
Hep böyle başlıyor galiba; hiç beklenmedik bir anda işini gücünü, sevgilini, havasını soluduğun kentleri, dostlarının sevecen yüzlerini, ayrılış saatinde unutup da daha sonra anımsayacaklarını bir gece ardında bırakıp belleğinden silinmeyecek görüntülerle, kulaklarından hiç eksilmeyecek seslerle uzun bir yolculuğa çıkıyorsun.
Sayfa 7
Reklam
İnsan yalnızlıktan üşür mü, çok üşüyorum, insanlarla olan ilişkilerimde donma noktasına yakın bir yerdeyim.
Sayfa 42
Kitapçılar bir tür kurtarılmış bölgelerdir benim için. Katlanılmaz bir ilkelliğin sürdüğü kaldırımlardan kaçıp sığındığı, soluk alabildiğim tek mekan...
Bizim kuşak ütopyasız yaşayamaz, hala güzel günlere inanıyorum.
Ağzından dökülen sözcükler yaşadığın hayat gibi dağılıp yeniden kuruldu.
Reklam
Sözcüklere farklı anlamlar yükleyerek yazdığını düşünüyordun: Sen kendi seçiminle bir sürgünü yaşıyorsun, ben neredeyim, diyordu sanki.
"Hep böyle başlıyor galiba"
"Hiç beklenmedik bir anda işini gücünü, sevgilini, havasını soluduğun kentleri, dostlarının sevecen yüzlerini, ayrılış saatinde unutup da daha sonra anımsayacaklarını bir gece ardında bırakıp, belleğinden silinmeyecek görüntülerle, kulaklarından hiç eksilmeyecek seslerle uzun bir yolculuğa çıkıyorsun."
Sayfa 9 - Kırmızı Kedi Yayınları
her dönemde bir şairin, bir yazarın arkasında 'çocuksun sen' diyen bir kadın vardır.
Bir limandan gizlice uzaklaşırken, ya da gerilimli bir pasaport kontrolünden hemen sonra yürekleri dolduran şey, bir gün mutlaka göçün bu kez terk edilen yerlere olacağına ilişkin umutlardır.
Reklam
Hep böyle başlıyor galiba; hiç beklenmedik bir anda işini gücünü, sevgilini, havasını soluduğun kentleri, dostlarının sevecen yüzlerini, ayrılış saatinde unutup da daha sonra anımsayacaklarını bir gece ardında bırakıp, belleğinden silinmeyecek görüntülerle, kulaklarından hiç eksilmeyecek seslerle uzun bir yolculuğa çıkıyorsun. Geniş bir coğrafyada yol alırken, ülkenle arana başka ülkeler giriyor. Zorlu serüvenlerden ve ilk şoktan sonra, ülkenden ayrıldığın saatle ne zaman biteceğini kestiremediğin gurbeti, dönüş saati arasındaki zaman dilimini merak ediyorsun. Arjantin'de, Şili'de ve başka ülkelerde de göçler, ayrılıklar böyle başlamış olmalı. Yeraltına inerken, yeryüzüne çıkarlarken, hatta kök saldıkları toprakları hüzünle terk ederlerken de insanlar, o güzel insanlar özlemlerine sığınmışlardır yine. Bir limandan gizlice uzaklaşırken, ya da gerilimli bir pasaport kontrolünden hemen sonra yürekleri dolduran şey, bir gün mutlaka göçün bu kez terk edilen yerlere olacağına ilişkin umutlardır. Şiddetli bir depremden sonra duygusal sarsıntılar da derinden vurmuştur; gözünün önüne gelen olaylarla, kendinle hesaplaşıp durursun aylarca. Belki en çok bir fotoğraf etkiler seni, göçmenlik günlerinde. Canavar sirenleriyle parçalanan bir gecede çığırtkan bir mavi. Belki kulağına fısıldanmış birkaç sözcük. Kim bilir, belki de gittiğin ülkelerde her nasılsa seni bulan ve ülkenin kokusunu taşıyan mektuplarla, aklından çıkmayan şeyler için yeniden heyecanlanırsın.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.