Nermin Yıldırım'la renkli bir yolculuk yaptım birkaç gün. Hiç bitmesin istedim. Yazarın edebi zekasına ve kıvrak kalemine hayran kaldım.
Öyküleri üç ana başlık altında yazmış.
Aile Yalanları
Dolunay Kaçıkları
Kronos Aylakları
Sadakatsizlik gibi bir konuyu mizahın sınırlarını zorlayarak işlemiş. Hem de 70 sayfa kadar. Eşinin ölümünden sonra yalnızlık acısı ve eşini özleyen yaşlı bir adamın öyküsünü 2-3 sayfaya sığdıracak ve insanı ağlamaklı hale getirecek kadar duygusal bir tonda yazmış.
Yaşlılık, eşcinsellik, güzellik, aşk, gurbet, mutsuzluk, yalnızlık, zaman, ölüm, aile içi ilişkiler, toplumsal baskı, kadına şiddet, kadın dayanışması, hafıza gibi temaları işleyen, insanı içinde yaşadığı zamandan koparıp götüren öyküler...
Kısa ya da uzun, duygusal ya da mizahi fark etmez yazar rüştünü ispatlıyor. Dili çok akıcı, karakterleri akılda kalıcı, felsefesi olan ve insanın hayata ve insana bakışını farklı yorumlar getiren öyküler yazmış.
Öyküleri okurken çok sevdiğim öykücülerden de izler buldum ama yazar hepsinden farklı güzellikte bir tarz yakalamış.
Kitapla ilgili yapacağım tek eleştiri son bölümlerdeki öykü sayısının fazla olması. Kısa öyküler ama okunduktan sonra insanı düşündüren öyküler yazmış. Öykü sayısını daha az tutabilirdi . Öykü ama roman tadında ve roman etkisi yapacak şekilde yazılmış.
Kesinlikle öneriyorum.