Uzaklaşmak diye bir şeyin mümkün olmadığını fark etti. İnsanlardan ya da nesnelerden uzaklaşmak imkansızdı, sadece yaklaşmak mümkündü. Bir şeyi düşünmeye başladığında, o şey çok uzakta bile olsa, artık ona yaklaşmış oluyordu.
Bu huzurevi, sonrasında yolun onu başka bir yere götüreceği bir bekleme odasından başka bir şey değildi….. Hayatı kapıların dışında kalmıştı, şimdi bu bekleme odasındaydı ve geçmişi düşünüyor, yoluna devam etmeden önce geçmişiyle hesaplaşıyordu. Yaşlanınca hayat işte bu yüzden daha sakin oluyor, insan bu hesaplaşmaları yapmak, kendi hayatını nasıl gördüğüne bağlı olarak hayatına gülmek ya da ağlamak için zaman bulabiliyordu. Bu bir roman olsa, Bay Blanc bir kahraman olmaz, bir kitapta hayatı ancak bir komediye konu olurdu.