Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bay Pipo Gönderileri

Bay Pipo kitaplarını, Bay Pipo sözleri ve alıntılarını, Bay Pipo yazarlarını, Bay Pipo yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün değişen ne var ?
İktidar oyunu ne tuhaftı. l950'de Demokrat Parti hü kümet olduğunda. DP'li Sa­met Ağaoğluı gazetecileri toplayıp. tek parti döneminden ör­nkler vererek. herkesin. hatta şimdi kendi bakanları olan Hulusi Köymen'in bile ... zararlı faaliyetlerde bulunan insan" diye "fişlenmiş" olmasından şikayet ediyordu. Arkasında da ekliyordu: "Artık bu devir kapandı." O devrin kapanması bir yana. bu sözlerin söylenmesin­den birkaç yıl sonra Başbakan Menderes artık kendi millet ­ vekillerini bile izllettiriyordu! Menderes. MAH'ı kendi kişisel amaçlan için kullanmaya başlamıştı .
Sayfa 84
Telefonlarının dinlendiğine sitem eden Menderes. iktidar­daki gücü azaldıkça hırçınlaşıyor ve yasal olmayan yollara başvuruyordu...
Sayfa 84
Reklam
Neyse ki bizim ülkemiz böyle değil!
ABD Başkanı George Washington 17 eylül 1796 tarihin- de siyasi hayattan çekilirken yaptığı veda konuşmasında bakın neler diyordu:"Belirli bir millete sevdayla bağlanmaktan kaçınınız. Baş- ka bir ülkeye nefret yahut sevgi duyguları beslemeyi adet edi- nen milletler köleleşirler, kendi görev ve çıkarlarını unuturlar. Zira bir millet ortaklık hayaline kapılarak başka bir millete bağlandı mı, bu ikincisinin kavgalarına boşu boşuna karışır.Üstelik ona imtiyazlar tanır. Bu ise kendisinin sömürülmesine yol açmakla kalmaz, başka ülkelerin düşmanlığını ve misillemelerini de üstüne çeker. Büyük ve güçlü bir ül- keyle öyle bir ilişki kuran küçük yahut zayıf bir millet, ötekisinin uydusu olmaktan kurtulamaz. Yabancı entrikaların aleti durumundaki kişiler. güvenini ve alkışını kazandıkları halkı aldatarak, onun çıkarlanırı başkalarına teslim etmesini sağlarken, bütün bunlara karşı çıkan gerçek yurtseverler şüpheli duruma düşürülüp lanetlenebilirler."
Sayfa 78
Vay pezevenkler vayy!
O tarihlerde İstanbul'da tam 70 randevuevi vardı. Müşterileri hep üst düzey zenginler, siyasetçiler ve bürokratlardı. Devlete hizmet vermiyor da değildi hani. Örneğin, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Endonezya Cumhurbaşkanı Ahmet Sukarno Istanbul'un güzelliğine ve kendisine sunulan Lüks Nermin'in kızına âşık olmuştu. Gezisini. çok beğendiği "yatak arkadaşı" için bir gün de uzatmıştı. Endonezya cumhurbaşkanını Türkiye'den gayet mem-nun uğurlayan Türk diplomatlarının sevinci kursaklarında kalmıştı. Başkent Cakarta'dan gelen mesaj hiç de iç açıcı değildi; Cumhurbaşkanı Sukarno İstanbul'da belsoğukluğuna yakalanmıştı!
Sayfa 63
1955 6.7 Eylül olayları utancımızdır.
Bir hafta sonra; 5 eylül 1955'te Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba atıldı! Bomba olayı, DP Milletvekili Mithat Perin'in Ekspres gazetesinde özel bir baskıyla manşet yapılarak kamuoyuna duyuruldu: "Atamızın evine bomba!" Ardından infial geldi! Bomba Atatürk'ün evine değil de, İstanbul'un 500 yıllık çokkültürlü yapısına atılmıştı sanki. Yeni oluşmaya başlayan varoşlardan akın akın şehre inen Türkler; binlerce yıldır birlikte yaşadıkları Rum. Ermeni, Yahudi vatandaşlara ait ev ve işyerlerini birkaç saat içinde yakıp yıktılar, yağma ettiler: Lebon, Markiz. Lion pastaneleri, Banco di Roma. Beyoğlu, Arnavutköy, Bebek. Beşiktaş, İstinye, Yeniköy semtlerini dolaşan öfke Adalar'a kadar ulaşmıştı... Göstericiler, "Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır. Rumlar ittir it kalacaktır" diye slogan atıyorlardı sürekli. 6 ve 7 Eylül günlerinde süren olayların bilançosu korkunçtu: 3 kişinin öldürüldüğü, 30 kişinin yaralandığı saldırılarda, 73 kilise, 1 fabrika, 8 ayazma, 2 manastir, 3 584'ü Rum vatandaşlara ait olmak üzere 5 538 gayrimenkul tahrip edilip yakılmıştı. 20 Hükümet hemen teşhisini koydu: bu olay olsa olsa komünist kışkırtması olabilirdi! Zaten Başbakan Adnan Menderes de 12 Eylül günü meclis kürsüsünde, komünistlerin tertibinden söz etmişti. Ve polis, Sıkıyönetim Komutanı Nurettin Aknoz'un emriyle harekete geçti. "komünist tertibi" bahanesiyle önde gelen solcu aydınları tutukladı.
Sayfa 50
Oh la la :)
Hiram Abas'ın Paris sokaklarında dolaşması uzun süreli olmadı. Beklediği macerayı bulamamıştı. Boks maçlarından da İstediği parayı kazanamamıştı. Paris'in ona göre tek güzelliği. genç Fransız kızlarıydı!
Sayfa 44
Reklam
Sınavdan geçirilerek seçilmiş Türk subayları Amerika'yı davet ediliyor, Özel Harp kurslarından geçiriliyordu. İlk giden 16 subay arasında ileri tarihlerde kamuoyunun yakından tanıyacağı bir isimde vardı: Yüzbaşı Alparslan Türkeş! Kansas Eyaleti'ndeki Amerikan Kara Harp Akademisi'nde eğitim görüyorlardı. Yalnız değillerdi; orada, Bolivya, Şili, Brezilya ve Arjantin'den gelen subaylar da eğitilmekteydi. Kursun geri kalanını Georgia'daki Amerikan Piyade Okulu'nda görüp, ülkelerine dönüyorlardı. Yüzbaşı Türkeş. yurda döner dönmez gerilla eğitimi ver meye başladı: "
Sayfa 39
19 eylül 1949 tarihinde CHP Milletvekili Nihat Erim. Celal Bayar'ın benzer sözünden on yıl önce- "Türkiye küçük bir Amerika olacak" müjdesini verdi.
Sayfa 33
5 nisan 1946'da Amerikan gemileri Missouri ve Providen­ce İstanbul'u ziyaret etti. Dört gün sonra Türkiye. Amerika'dan 500 milyon dolar borç istedi. Amerika borç vermeyi kıabul etti. Ancak bir koşulu vardı; parayı ödünç vermeden önce Türkiye'ye bir heyet gönderecek ihtiyaçların ve yardımını nerede kullanılacağını kendisi belirleyecekti. Bu yardım ABD onayı olmaksızın başka amaçlarla kullanılamayacaktı. Koşullar kabul edildi. . .
Sayfa 32
1950 ler
Okulda öğrenciler arasında gruplaşma yoktu. Zaten o yıl­larda kimin hangi ırktan. hangi dinden olduğu ne sorulur ne de öğrenmek için çaba sarf edilirdi. Merak bile edilmezdi...Genelde öğrencilerin aileleri zengindi. Hiram Abas gibi memur aileden gelen öğrenci sayısı çok azdı.
Sayfa 29
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.