"Kendisine vücudunun kutsal ve bilge olmaktan çok uzak olduğu söylenmiş, gösterilmiş veya buna inandırılmış herkes için " ne güzel ithaf...
Ruhu her yerde rahatlıkla konuşuruz da bedenimizi konuşamayız. Çünkü aslında birçok toplumda bu konu kapalı kapılar ardında bile konuşulmaktan sakınılan bir kavram haline getirildi. Halbuki insanı dair her parça çok kutsal. Çünkü her şeyiyle bize ait.
Beden kavramına dair çok güzel bir içerik. Yeryüzündeki diğer her şeyle olan bağının yanı sıra bedenimizi yeniden keşfetmek için belki de daha önce hiç girmediğiniz bir güzergaha dahil ediyor yazar sizi.
Toplumların öğretilmiş belki de dayatılmış beden algısının dışında bir görünüm varsa insanlar bedenlerinden hoşlanmıyorlar. Çünkü bizler daha doğmadan önce, hem kadınlar hem erkekler adına olması gerektiği şekliyle genel geçerli kabul edilmiş bir beden algısı söz konusu. Bu her toplumun kültürel zemininde farklılık gösterse de insanların bir çoğunun bedenlerinden hoşnutsuz olduğu, yapılan araştırmalar sonucunda söylenebilir.
Cinsiyetin bedenin üstündeki baskısını da farklı toplumlarda farklı şekillerde görebiliriz. Bu baskı insanlar üzerinde bazen o kadar ağır oluyor ki bedenlerinden ayrışan insanlar aslında dünyadan da ayrışmış oluyorlar.
Kitap beden kavramını çok farklı açılardan ele almış. Onu görkemli bir aksesuar olmaktan çıkarıp, insanın kutsal bir parçası olarak yeryüzündeki diğer her şeyle olan bağını ortaya koyması açısından çok hoşuma gitti.
