2016 yılında yitirdiğimiz çok değerli bir felsefe hocasıydı Prof. Dr. BEDİA AKARSU...
Onunla 2014’te yapılan bu söyleşi kitabını aynı yıl almış ve bir solukta okumuştum. Fakat, bazı kitaplar bir solukta okunmazmış meğerse... Aradan yedi yıl geçti, şöyle işaretlediğim yerlere bir göz atayım derken kitabın içine düştüm. Kitaptaki bilgileri, açıklamaları, saptamaları... bir kez daha gözden geçirirken sanki kitabı ilk kez okuyormuşum duygusuna kapıldım.
Felsefeye çok ilgi duyan, az ilgi duyan özellikle öğrenci arkadaşların mutlaka okumasını dilerim. Bir esin kaynağı olabilir onlara bu kitap...
Dinlerle ilgili bölümler belki inançlı okurlara sert gelebilir, ama bu bölümleri, önyargı ya da ucuz bir din düşmanlığı gibi görmekten ziyade, dinlere felsefeci gözüyle bakan bir bilim kadının saptamaları olarak yorumlamak gerekir...
Prof. Dr. Bedia Akarsu’nun, başta Yunus Emre’yi ve genel olarak da halk ozanlarını, âşıkları birer filozof olarak değerlendirmesi beni çok çok sevindirdi. Toprağını, töresini, insanının bilgeliğinin ayrımında olan bir yurtsever Bedia Hanım... Topraklarımızın o derin ozanlarını, âşıklarını, yani Karacaoğlan’dan, Köroğlu’dan ta Aşık Veysel’e, Neşet Ertaş’a uzanan o kutlu yolun yolcularını iyi tanımış, derinliklerini iyi özümsemiş ve onları dünya filozoflarının yanında konumlandırmıştır...
İlginç bir söyleşi kitabı. Kitap bir bilim kadınını mercek altına alırken aslında ülkemizdeki yakın geçmişin felsefe tarihine de ışık tutuyor...
İyi okumalar.
“OKURYAZAR”