Nasturiler, keldaniler, ezidiler ve Kürt beyi olan mir bedirhanin yigeni olan yezdenşarin ihaneti sonucu içinde kalan bir özlemin, hasretin kitabıdır. Aynı zamanda mir bedirhanin ordu komutanlığına gelen onun için önemli olan Müslüman bir Kürt gencinin ve ailesinin mir bedirhanin ordusu tarafından öldürülen hristiyan bir Kürt kızının birbirlerine anlatamadiklari muhtemesem aşkını anlatan mükemmel bir kitap. Heyecanın, tutkunun, dramın ve hasretin kitabı olan bir cudi soylencesi dağların isyanı, dağların içinde barındırdığı gizemin, asiligin çığlıklarıdir. Kürtleri ve Kürt tarihini merak eden arkadaşlara az da olsa bilgi verecek önemli bir tarih kitabıdır... Okuyacak arkadaşlara şimdiden iyi okumalar...
Tarih üzerine kitap okumayı seven okurlar için gayet anlaşılır. Fazla yormadan okunabilir diye düşünüyorum..
....................................................................................................
Etkileyici, sürükleyici ve tekrar okunası bir kitap. Ve içeriği günümüzde de olan yaşanan durumları apaçık anlatmış. İhanet hainlik hiçbir zaman eksilmeyen bir durum...
"Ez çi bêjim çi beyan kim
Mexfiyetan ez eyan kem
Sirê dilê eşkera kem
Kes bi halê min nezan
Çendê bêjim sir û halan
Ah ji destê çavxezalan
Her dinalin mah û salan
Tarih, kendisinden ders alınması için vardır, ayrıntılarından, intikam malzemesi çıkarmak için değil! Hem hangi tarih kızım? Emin ol ki her tarih, büyük ölçüde yalan üzerine kuruludur; hesabına geldiği gibi yazar herkes tarihini, dilediğini kahraman dilediğini hain yapar, çıkarına uygun rolller biçer her kişiye. Kimi baş aktör olur bu sahnede, kimi figüran... Hain olan Brütüs müydü gerçekte, ne kadar kahramandı Sezar? Ya Atilla, Daryus, İskender, Cengiz Han... Nerden inanalım doğruluklarına? Varsa bir tarih eğer, onu biz yazacağız severek, sevilerek, kardeşçesine... Kader ağlarını kötü ördü ne yazık ki bugün! İki kardeş halk karşı karşıya ve düşman şimdi, yarın birbirimizi yiyeceğiz ve ne yazık ki mazlum durumda olan biziz.
Ali, '' Zaman her şeyin ilacıdır; ama beni asıl üzen, halklarımız arasındaki kardeşlik bağlarının ne denli zayıfladığını görmek oldu. Nefret tohumlarının sadece bizimkilerin yüreğine ekilmiş olduğunu sanıyordum; oysa aynı duyguların sizinkilere de bulaşmış olduğunu görüyorum. Bu gidiş gidiş değil İsmail! Bir gün gelip de birbirimizin yüzüne bakamayacağımız fikrine kapılarak dehşete düşüyorum.''