Ben Sevilmeye Değerim kitaplarını, Ben Sevilmeye Değerim sözleri ve alıntılarını, Ben Sevilmeye Değerim yazarlarını, Ben Sevilmeye Değerim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Annem bir türlü benim, trenimin hem makinisti hem kondüktörü olduğumu anlayamadı. E canım, tren raydan çıkarsa ne yapacağım? Yolcuların biletini kim kesecek? Kim "Bilet kontrol!" diyecek?
Ortaokuldayken okumuştum.. Şimdi tekrar okumak istiyorum. O zamandan bu zamana hatırladığım şu oldu, herşeyi sevmek, herkesin, herşeyin değerli olduğu.. Ve anlatılan aile hayatı çok güzeldi..
Bu kitabı ikinci kitabıyla beraber aldım ve daha çok yeni aslında. Bir hafta önceydi. İzmit kitap fuarından almıştım. Normalde görüp alacağım bir kitap değildi. Ama beni etkileyen Ulviye Alpay'ın ısrarları oldu. Bu kitabın başucu kitabım olacağından emin olmamı isteyerek beni iknâ etti. Öncelikle kitabı okuduğuma çok memnun oldum ve Ulviye Alpay'ın on yedi yaşındaki bir genç kızın düşüncelerini ve hayatını çok gerçekçi işlediğini belirtmek isterim. Gençleri bu kadar iyi anlayabilen ve ayrıca anlatabilen insanların olduğunu bilmek bir genç olarak beni rahatlatıyor. Eseri almadan önce sevgili yazarın yüreğindeki sıcaklığı hissettiğimi söyleyebilirim ve aynı şekilde bu sıcaklığın olduğu gibi, doğal, içten cümlelerinde de okura yansıtıldığını düşünüyorum.
Ona her kolumu atışta bir sonsuzluk duygusu sarardı içimi. O nereden geldiğini bilmediğim huzursuzluk, sıkıntı dağılıverir, tatlı bir heyecan sarardı içimi.
Hayat sadece kazanmak mıdır; başarısızlık, mutsuzluk, ıskalamak, hayal kırıklığı, bu sözcüklerin anlamını çok iyi bilseler de niçin anne babalar, çocuklarının bu sözcüklerle karşılaşmayacakları gibi bir yanılgıya düşerler?
İlişki bitti, seni tanımıyorum, demek hoş bir şey değil. Düşünsenize, kim kime o yaşlarda gelecek sözü verebilir? Yeryüzünde yaşayan yedi milyar kişiye sorarsanız bunun yüzde doksan dokuzu on yedi yaşın önemini vurgulayacaktır. Geride kalan yüzde birlik dilim için bir şey söyleyemeyeceğim...
Iyyy, ne aptal âşıktık. Romantiktik. Yağmur altında yürümeyi severdik. Ben sütlü tatlılardan hoşlanırdım, o çikolatalı tatlıları severdi. Sanırım yolumuzu ayıran da tatlılar oldu.
Bizi öbür canlılardan ayıran şey sorunlarımız diye düşünüyorum. Eğer sorunlarımız olmasaydı hiçlik içinde ot gibi yaşardık. Bu durumda da zekâdan asla söz edilemezdi. Gereksinme duyulmayan şeyden niçin söz edilsin ki.
İnsanın bir kardeşinin olması şanstır. Bu; konuşacak, paylaşacak, kavga edecek nedenleriniz var demektir. Cırlak, huysuz, dingin, akıcı, güleç, somurtkan bunların hiç önemi yok, her zaman yanı başınızda tatlı bir ses o.