Ruh ve Akil Hastaliklari Hekimi Mazhar Osman'in Kizil-toprak tiren istasyonuna çok yakın tahini boyali, kâgir, iki katlı, bahçe içinde küçük bir evi vardi. Yine o ev duruyor. Dr. Mazhar Osman bu evi satmak ister. Alıcılar çıkar. Diyelim o zamanin parasıyla evin fiyatı yirmibesbin lira, ama Mazhar Osman ellibin lira ister. Alicinin biri, - Bu ev etse etse yirmibesbin lira eder, çok istiyorsunuz. der. Mazhar Osman, - Doğru, der, ev yirmibesbin lira eder. Ama Mazhar Osman'in evi... Bu evi alınca, "Mazhar Osman'in evinde oturuyoruz," diyeceksiniz. Yirmibesbin lira da o etmez mi?
Kendilerini konkene yada fala kaptırıp içinde bulundukları acılı durumu unutarak yalnızlıklarını ve mutsuzluklarını gidermeye çalışırlar ama tersine, daha mutsuz olur, daha yalnız kalırlar. Bunun bizamanlar üzüntüsünü çekmiş bir insan olarak gözlemlerime göre şunu söyleyebilirim: Bu kadınların çoğu, gerçekte, hangi koşulda olurlarsa olsunlar mutsuzluğa ve yalnızlığa yargılı, hatta lanetlidirler. Çünki
mutlu olma yolunun mutlu etmek, yalnız kalmama yolunun da yalnız bırakmamak olduğunu ya hiç düşünmezler yada düşünseler bile alışkanlıklarından ötürü uygulayamazlar. Kendilerini kimin yada kimlerin mutlu etmesini istiyorlarsa onları mutsuz ederek, kendilerini kimin yada kimlerin yalnız bırakmamasını istiyorlarsa, önce kendileri onları yalnız bırakarak, kendi kendilerini de mutsuzlamış ve yalnızlamış olurlar. Bunlar mutlu etmeden mutlu olmak, yalnız bırakarak yalnız kalmamak, yani hakları olmayanı istedikleri için bencildirler.
Dikkat ediniz tarih boyunca ve her ülkede hangi hükumet iktidarsızsa, gerçek bir iktidar olamamissa, iktidarsızligi oranında kendi yurttaslarina baskı yapar.