Ve fısıldıyor: Hayalin içindeyiz çünkü hayal ettik. Onu hayal ettik ve bildik. İşte bu yüzden, diyor, burada daha fazla kalmak zorunda değiliz. Çünkü hayal biz olmadan da sürüp gidiyor.
Yani o zamanlar bile bana verilen nasihatlerin hepsini uygulayamıyordum. Çünkü çoğunlukla iyi nasihatler olduklarını bilsem de, o kadar çoklardı ki o günlerde içlerinde boğuluyordum; ilerleyen yıllarda, yaşlandığımda da boğulmaya devam ettim.
... Beni bir Bayan ve bir papaz dışında kimse ziyaret edemiyordu; bu papazla arada bir görüşürdük hepimiz. İsa Mesih adındaki iyi dostundan bahsetmeyi çok severdi; ne yazık ki ölmüştü dostu. Yakın bir dostun ölümünden daha kötü bir şey yoktur ve sevgili papaz bu ölümü atlatamamıştı.
Oysa seksen yaşında değilim. Hatta kırık bile değilimdir. Pardon, artık emin olamıyorum. Belli ayrıntıları çoktan unuttum, şu an hangi yılda olduğumuz gibi.
Çünkü bedenin geçirdiği bir yıl, dünyada geçen bir yıla tekabül etmiyor.
Yakın zamana kadar geleceğin bitip bitmeyeceğini bilmiyordum. Belki geleceğin de, gökyüzü gibi, hiçbir zaman ulaşılamasa da her zaman orada durduğunu düşünmüştüm.