Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Benimle Tanışmadan Önce

Julian Barnes

Benimle Tanışmadan Önce Gönderileri

Benimle Tanışmadan Önce kitaplarını, Benimle Tanışmadan Önce sözleri ve alıntılarını, Benimle Tanışmadan Önce yazarlarını, Benimle Tanışmadan Önce yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“…böyle anlarda, yaşamla dramatik toplum kuralları arasındaki büyük açıklıktan ürkmüştü hep. Yaşamda eğer istemezseniz, açıklamak zorunda değildiniz. Sizi dinleyenler olmadığı için değil; dinleyenler vardı ve genellikle gerçeklere susamış olan dinleyicilerdi bunlar. Mesele sadece, onların hiçbir hakkının olmamasıydı; yaşamınıza girerken gişeye hiç para ödememişlerdi.”
Reklam
“Algılarında başgösteren böylesi bir değişmeyi ne açıklayabilirdi? Beyninizi düşünüyordunuz ve düşündüğünüzde de, kullandığınız - içine bir şeyler koyduğunuz ve yanıtlar aldığınız - bir şey olarak düşünüyordunuz. Şimdi birdenbire, sanki o sizi kullanıyormuş gibi hissediyordunuz kendinizi: Orada kendine ait bir yaşamla oturuyor ve her şeyin tatlı tatlı gittiğini düşündüğünüz bir noktada dümeni şöyle bir kırıveriyordu. Ya beyniniz sizin düşmanınız olursa, ne olurdu?”
“Çılgın kişilerin sadede gelmesi çok uzun zaman alyordu..”
“Ve kendisine dair bütün bunlar kabullenildiği halde cezalandırılan kişinin yine kendisi olması özellikle haksız görünüyordu. Ateşi başkaları tekmeliyor, ama yanan o oluyordu.“
“Niçin kıskançlık vardı - sadece onun için değil, çoğu insan için? Niçin başlıyordu kıskançlık? Bir bakıma aşkla bağlantılıydı, ama bu sayılara vurulabilir ya da anlaşılabilir değildi. Niye kafasının içinde birdenbire bir savaş açağındaki uyar sistemi gibi ötmeye başlayıvermişti: Acil eylem için şimdi altı buçuk saniye. … Peki, kıskançlık niçin onu seçmişti? Rastlantısal bir kimya mı vardı bu işte? Her şey doğuştan mı veriliyordu? … İki. Belli bir nedenle kıskançlığın olması gerektiği kabul edilse bile, bu kıskançlık ne diye kendini geçmişe yönelik olarak hissettirsindi ki? Niçin geriye doğru işleyen tek büyük duyguydu kıskançlık? Ötekiler böyle degildi. … Kıskançlık dalgalar halinde geliyordu, sizi altüst eden ani, yakın patlamalardı bunlar; kaynağı önemsiz, tedavisi meçhuldü. Geçmiş insanı duygusal olarak niye çıldırsındı ki?”
Reklam
Kitabın arka kapağından:
“...saplantılı bir kıskançlık öyküsünü konu edinerek insan beyninin arkaik alt katmanlannı büyüteç altına alıyor. Acaba, böyle bir arkeolojik usyürütmenin sonunda en kültürlü insanın bile eninde sonunda sürüngensi denebilecek bir beyin taşıdığı sonucuna varılabilir mi? Acaba Kültür ve Uygarlık kavramlarımın yaratıcısı olmakla övünen insanoğlu, cinsellik denilen o gizemli alan söz konusu olduğunda Kültür'ü tümüyle bir yana bırakıp her seferinde içgüdülerinin karanlık mağarasına mı dönmektedir? Kültür ve içgüdüler uzlaştırılabilecek olgular mıdır ya da böyle bir uzlaşım mümkün olabilirse bu, insanoğlu tarafından ne dereceye kadar gerçekleştirilebilir?”
Graham böyle anlarda, yaşamla dramatik toplum kuralları arasındaki büyük açıklıktan ürkmüştü hep. Yaşamda eğer istemezseniz, açıklamak zorunda değildiniz. Sizi dinleyenler olma­dığı için değil; dinleyenler vardı ve genellikle gerekçelere susamış olan dinleyicilerdi bunlar. Mesele sadece, onların hiçbir hakkının olmamasıydı; yaşamınıza girerken gişeye hiç para ödememişlerdi.
Sayfa 170
Son ay­larda gidip gördüğü filmlerin en küçümsenecek özelliklerinden bi­ri de , karakterlerin cinayet gerekçelerini açıkladıkları, o kendinden memnun uzlaşma anıydı. "Seni öldürdüm, çünkü seni çok fazla seviyordum," diye sızlanıyordu, elinde kan damlayan bir testere olan oduncu.
Sayfa 169
Reklam
Bir yandan, elbette seks hiç önemli değildi, özellikle de geçmiş­teki seks, tarihteki seks. Öte yandan, tamamen önemliydi; diğer her şeyden daha önemliydi. Ve Graham bu durumun nasıl değişeceğini anlayamıyordu. Her şey orada, beyninde, ona danışılmadan, yıllar önce, onun namına kararlaştırılmıştı; lanet olasıca tarih tarafından, kültürel yetişme koşulları tarafından ve ana babasının birbirlerini seçişiyle -ona aktardıkları ve onlarla yoluna devam etmesini söy­ledikleri genlerin benzeri görülmemiş kombinasyonuyla kararlaştı­rılmıştı.
Sayfa 153
Jack, Freud'un rüya yorumlarını anlattı­ğı, şu önceden hazırlanmış konferanslarından birine girişmek üze­reydi: Freud'un yorumlarının ya çok apaçık şeylerden söz ettiğini ('Kadın yürüyerek Krautsırasse'ye çıkıyor, kendisine siyah bir şap­ ka satın alıyor; ihtiyar soytarı, kadına bunun anlamının kocasının ölmesini istemek olduğunu söyleyerek ondan 5000 kron alıyor') ya da doğrulanmayacak kadar fantastik olduğunu; deli doktorlarına gi­denlerin iyileşme oranının, kaçıklıklarını tek başına sürdürenlerin sayısından nasıl daha yüksek olmadığını; insanları anlama bilimi açısından romancının yöntemlerinin nasıl çok daha eski ve karma­ şık olduğunu; onun kanepesine bir buçuk saat uzanmak ve bedava malzeme vermek isteyen birisini nasıl güleryüzle karşıladığını; on­ların nasıl istedikleri her rolü ya da oyunu oynayabileceklerini; onun en sevdiği oyunun (burada muzipçe gözünü kırpabilirdi) Ya Konuş Ya Soyun olduğunu söyleyecekti.
Sayfa 144
"Freud'un bu konuda ne dediğini biliyor musunuz?" Bilmiyorlardı. Freud onlar için birkaç temel şey ifade ediyordu: Yılanlar, her şeyin gerçekte seksle ilgili olması ve düşünmek iste­medikleri başka şeyler, yani insanın kıçıyla ilgili şeyler diye fikir yürütüyorlardı.
Sayfa 144
Beyninizi düşünüyordunuz ve düşün­düğünüzde de, kullandığınız -içine bir şeyler koyduğunuz ve ya­nıtlar aldığınız- bir şey olarak düşünüyordunuz. Şimdi birdenbire, sanki o sizi kullanıyormuş gibi hissediyordunuz kendinizi: Orada kendine ait bir yaşamla oturuyor ve her şeyin tatlı tatlı gittiğini dü­şündüğünüz bir noktada dümeni şöyle bir kırıveriyordu. Ya beyni­niz sizin düşmanınız olursa, ne olurdu?
Sayfa 137
378 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.