MAHMUT MAKAL -... romancı olsun, gazeteci olsun, kim olursa olsun, eline kalemi aldığı zaman arkadaş, suç unsurunu, muç unsurunu düşünmeden yazabilmeli. Yazabiliyor mu? Yazamıyor.
FAKİR BAYKURT - Zaten enstitüye giderken şiir yazıyordum, Karacaoğlan tarzında. Sabahattin Ali'yi filan okumak imkanı hasıl oldu. Başka halis sanatçıları okumak imkanı çıktı karşımıza. Okuya okuya bugünkü halimize geldik.
TALİP APAYDIN - Okumadan olunmaz.
KEMAL TAHİR - Köy romancısı, şehir romancısı diye romancı olmaz. Eğer köyden yetişenler köyü, şehirden yetişenler şehiri yazacaklarsa bu, doğrudan doğruya hatıra yazmak olur, roman yazmak olmaz. Roman ayrı bir keyfiyet...
KEMAL TAHİR -Binaenaleyh, romanın bence esas merkezi, çevre değil, insanın bizzat kendisidir. İnsanın bizzat kendisi de değil, insanın dramı, gelip takıldığı yer...
FAKİR BAYKURT - Ruhbilimde şöyle bir kayıt var: İnsanlar doğduktan sonra sıfır yaşından altı yaşına kadar ne alıyorlarsa dış dünyadan, aldıkları malzeme altbilinçlerinde depo ediliyor, bu malzeme bütün ömür boyunca davranışlarına tesir ediyor.
MAHMUT MAKAL -... benim tek önderim, diyebilirim ki köyün kendisi. Ben köy enstitülerini bitirdikten sonra döndüm, yeni baştan köyü tanımağa başladım. Tanırken de yazmak içimden geldi.