Abdurrahim Karakoç'u birçok şairden ayrı tutan en önemli yanı, kalemini kılıçtan daha keskin kullanmasıdır. Karakoç'un şiirlerinde basit gibi görünen öyle derin ifadeler vardır ki, Beşinci Mevsim de olduğu gibi içine girip anlam denizinde ilerlediğinizde nice farklı boyutlarla karşılaşırsınız. Şiirlerini okuduğunuzda suskun kalmış ve unutulmuş kekik kokulu nice kelimelerle tanışır, can çekişen bazı kelimelerin de yeniden hayat bulduğunu görürsünüz. Onun şiirlerinde söylemek isteyip de dile getiremediğiniz duyguları bulursunuz. Anadolu insanının çekmiş olduğu sıkıntılar, uğramış olduğu haksızlıklar, garibanın ikinci sınıf insan muamelesi görmesi, demokrasi maskaralığı, siyasi dava kimliği altında kişisel menfaatler, yalan haber yapan medya patronları ve bunlara alkış tutan sürü zihniyet için hiciv şiirleri yazmaya başlamıştır. Yapılan yanlışlıkları şiirlerinde ve taşlamalarında anlatarak yol göstermeye çalışan Abdurrahim Karakoç Anadolu insanından da büyük taktir toplamış, dünün, bugünün ve yarının şairlerindendir. Öldükten sonrada bırakmış olduğu eserler ile hizmet etmeye devam ettigini gördüğümüz önemli yazar ve şairlerimizden biri olarak yaşamaya devam edecektir.
Sevgi, saygı ve özlemle...