Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seren

O dönem, Arap aşiretlerin düşman saflarına geçmemesi için aşiret reislerine bolca altın ödemesi yapılıyordu.
Reklam
30 Kasım günü Silvan’daki karargâhına varan Mustafa Kemal, ertesi gün Filibeli Ahmet Hilmi’nin Allah’ı İnkâr Mümkün müdür? eserini okumaya başladı.
Aynen öyle. "Ermeni Soykırımı"
Başhekim hastanede 14 kadın kafası bulunduğunu söyledi. Bunlar, Bitlis' in işgali sırasında Ermeni çetelerin gerçekleştirdiği katliamlardan sadece birinin iziydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Türklerin başında bulunan komutanın ölümsüz olduğundan bahsedilmiş ve ona "Efsunlu" lakabı takılmıştı: Efsunlu Kemal...
Reklam
"Türkler öyle bir savunmaya girişmişlerdi ki, canlarını veriyorlar ama vatan topraklarından bir karış yer bile vermiyorlar!"
Yavaş adımlarla arazide dolanan Mustafa Kemal, buruk bir şekilde yerde yatan askerlerine baktı. Aklında dolanan tek şey, böyle olmasını hiç ama hiç istemediğiydi. Her bir şehit ayrı bir dünya gibiydi. Hayatlar, umutlar, güzel bir eş ve belki birkaç çocuk... Ama yerde yatan bedenler bunların artık mümkün olamayacağını haykırıyordu.
Mesuliyetten korkan komutanların hiçbir vakit icap eden kararları veremediğini, bunun neticesinde ortaya acı felaketlerin çıktığını düşünüyordu.
Çanakkale Savaşı’nın planlayıcısı Winston churchill “ Türkler öyle bir savunmaya girişmişlerdi ki, canlarini veriyorlar ama vatan topraklarından bir karış yer bile vermiyorlardı!” diye yakınıyor.
O an elini göğüs cebine attı ve kırık saatini çıkarıp bakmaya başladı. Göğsüne isabet eden şarapneli karşılayan kırık bir saat, onu yerde yatan bedenlerle aynı akıbeti yaşamaktan alıkoyan şeydi...
Reklam
Tüm birliklerini toplayan Mustafa Kemal "Ben size taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir!" emrini vererek taarruzunu başlattı. Yapılan mücadeleyle düşman ilerleyişi durduruldu.
Askerlere dönüp. "Düşmandan kaçılmaz!" dedi. Fakat askerler, "Cephanemiz kalmadı..." diyordu. Cephaneler yoksa süngüler var, diye düşündü Mustafa Kemal. Askerlere süngü takıp yere yatma talimatı verdi.
Fakat... Bir komutan kendi canını düşünecekse gerçek bir komutan olabilir miydi? Orada kalıp tüm riski askerleriyle karşılamaya karar verdi.
Bir Fransız şairi hayatı şöyle niteliyor: La vie est breve, (Hayat kısa,) Un peu de reve, (Biraz hayal,) Un peu d'amour, (Biraz aşk,) Et puis bonjour... (Ve sonra merhaba...) La vie est vaine, (Hayat boş,) Un peu de peine, (Biraz hüzün,) Un peu d'espoir, (Biraz umut,) Et puis bonsoir... (Ve sonra elveda...)
M. KEMAL
Her ne düşünmüş ve her neye teşebbüs etmişsem daima memleketin, milletin ve ordunun nam ve menfaatine olmuştur…
31,3bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.