Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitaplarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde sözleri ve alıntılarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde yazarlarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onlar çöldeki deve kuşu gibi, önlerinde bulunan tehlikeyi görmemek için kafalarını kuma gömüyorlar, kafaları dışarı çıkartılınca da hiddetleniyorlardı.
Hayat, Dante'nin "Cehennem"inde tasvir ettiği hayattan berbattır. O kitaptaki insanlar, o azabı günahlarından dolayı görüyorlardı. Peki, ülkemizdeki insanların günahı neydi?
Sanki herkesin karakteri bozulmuş veya herkes yozlaşmışlığa o kadar alışmış ki, bunu artık doğal bir durum sanıyor. Peki, gerçekten bu böyle mi olmalı?
Biz genç milletler, Almanlardan, Fransızlardan, İngilizlerden iki-üç kat, hatta on kat daha fazla çalışmalıyız ki onların seviyesine erişebilelim. onları geçebilelim. Biz onları mutlaka geçeceğiz. Çünkü bizler sadece kentli insanları aydınlatmakla kalmayacak, ilköğrenimle yetinmeyeceğiz; aynı zamanda her köye okul, kütüphane yapacağız. Her köylünün, balıkçının, katrancının kulübesini bilginin ışığıyla aydınlatacağız. Çocuklarımızdan yepyeni, güçlü, eğitimli, aydın, asil bir nesil yetiştireceğiz.
'Robinson, batan gemiden kurtarabildiği şeyleri adaya zar zor sürüklüyor. Adada önce kendisine barınak yapıyor, sonra buğday ekiyor, yaban keçilerini evcilleştiriyor. En son olarak da adaya gelen yerlilerden birini yakalayıp kendi yardımcısı yapıyor. Kısacası, o uzak adada yerleşik, düzenli bir hayat kuruyor. Hem de tek başına... Genç bir çocuk... Issız bir adada...'
Konuşmacı(Jarvinen) şu sözlerle konuşmasını sürdürdü:
'Ey Fin kardeşler! Milletimizi oluşturan iki milyon Fin, bu Robinson denen çocuktan daha mı güçsüz, daha mı iradesiz, daha mı akılsızdır?
Değerli öğretmenler! Rahipler! Hâkimler! Mühendisler! Memurlar! Avukatlar! Genç Suomi'nin(Finlandiya) evlatları! Aydın filizleri! Sizler de kendi milletiniz arasında birer Robinson olmak istemez misiniz?'
Paris'e gidenler, içkili gazinoları öğreniyorlar. Almanya'ya gidenler, birahanelere müdavim oluyorlar. İngiltere'ye gidenler de futbol öğreniyorlar. Siz, eğitim çalışmalarına daha yüksekten bakınız! Avrupa'nın bilim ve düşünce kaynaklarına gidiniz! Binlerce Alman gencinin mensup olduğu Tugenlbund'u, yani Fazilet Birliği'ni örnek alınız!
Şu kuralı hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız: 'Sağlam ruh, sağlam vücutta bulunur.'
Halk ağlıyor, inliyor, şikâyet ediyor, kızıyor, nefret ediyor ve 'Madem devlet adamları vurgun peşinde, neden biz de fırsatları değerlendirmeyelim ki?' denilerek millî servet talan ediliyordu.