Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biletimiz İstanbul'a Kesildi

Mıgırdiç Margosyan

Biletimiz İstanbul'a Kesildi Gönderileri

Biletimiz İstanbul'a Kesildi kitaplarını, Biletimiz İstanbul'a Kesildi sözleri ve alıntılarını, Biletimiz İstanbul'a Kesildi yazarlarını, Biletimiz İstanbul'a Kesildi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
Biletimiz İstanbul’a Kesildi | Mıgırdiç Magosyan | Aras Yayıncılık
Merhaba Dün gece, yakın bir tarihte kaybettiğimiz Mıgırdiç Margosyan’ın Biletimiz İstanbul’a Kesildi kitabını bitirdim. Öykülerin çoğu, yazarın Diyarbakır’ın “Gavur Mahallesi” Hançepek’te geçirdiği çocukluğundan kesitler. Margosyan, mekan isimlerini, kişileri ve hatta olayları birebir korurken, kullandığı dil ile tüm yaşanmışlığı büyülü bir anlatıma çevirmiş.   Ermeni taşra edebiyatının en önemli yazarlarından biri kabul edilen Margosyan’ın kitabında toplam 7 öykü var. 2 öykü hariç hepsi Ermeni taşra edebiyatının yetkin örnekleri. Tamamını beğeni ile okudum. “Allah” ve “Elmalı Balayı” ise Margosyan’ın alışık olunan tarzından farklı öyküler. Ben Elmalı Balayı’nı çok beğendim. Adem ve Havva hikayesini yeniden yorumladığı bir taşlama desem çok yanlış olmaz. “Allah” ise flaneur türünün izlerini taşıyan bir öykü. Margosyan’ı okurken, hissettiğim şu oldu; karşımda hoş sohbet, komik ve bilge bir adam var, çocukluğundan bir hatıra anlatıyor, hatıraya konu kişilerden birini konuşturacaksa; doğal ve kadife gibi yumuşak bir geçişle yöresel ağza geçiyor, konuşturuyor, yine aynı doğallık ve yumuşakşıkla su gibi bir gündelik dile geçiyor. Çoğu öykünün arka fonuna ustalıkla yerleşmiş bir mizah var. Onulması güç acılara bezenmiş yaşanmışlıklar içeren öykülere bile bu mizahi ve umut dolu dili yerleştirmeyi başarmış Okumanızı tavsiye ederim Sağlıcakla kalın.
Biletimiz İstanbul'a Kesildi
Biletimiz İstanbul'a KesildiMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2020112 okunma
Yolda kapı komşuları Çulcu Dikro'nun karısı Beyzar Baco'ya rastladı. Geleneklere uyarak Bayzor Baco'nun taze ekmekten bir parça koparıp tatması için bekledi. Ekmek, Bayzor Baco'nun iyice seyrekleşmiş dişleri arasında hayır duasına dönüştü : "Halil İbrahim'in beti bereketi içinde olsun, lao" Bayzor Baco'ya gösterdiği bu hürmetkar davranışın karşılığında, okşarcasına söylenen lao'yu 'evladım' ı hak etmenin verdiği şevkle yoluna devam etti.
Reklam
Çünkü bizim evde dünya kuruldu kurulalı Tanrı'nın kurallarından sonra bir de onunkiler kadar kesin olan babamın kuralları geçerliydi. Söylenen yapılmalıydı! "Neden" ve "niçin" ler, ancak terbiyesiz çocukların soracağı şeylerdi!.
"Ey bizleri yaratan yüce Tanrı Baba, sen zaten her şeyden haberdarsın, her şeyi zaten biliyorsun, bildiğin için de açıkça ve mertçe itiraf ediyoruz ki, kilisemizde, senin beş yüz senelik bu tarihi kutsal evinde, her pazar, üç saat ayakta dikilerek kendi anadilimizde sanki biliyor, sanki anlıyormuş gibi papağanlara özenerek ezberlediğimiz o üç beş duayı tekrarlamaktan doğrusu bıkıyoruz! Ayakta durmaktan yoruluyoruz! Belimiz budumuz tutuluyor! Büyüklerimiz, analarımız babalarımız, yaşlı nene ve dedelerimiz, kilisedeki tahta sıralarda arada bir de olsa oturup dinlenebilirken, biz küçükler, özellikle de şabig giyenler, yani kilise ayin gömleği giyip koraya katılanlar, tıpkı papazımız Der Arsen gibi, bu oturma faslından nasibimizi alamıyoruz ;çünkü tören elbiseleriyle huzuruna çıktığımız yüce evinde, oturmamıza izin vermemiş, uygun görmemiş, hatta yasaklamışsın! Eh, biz de senin bu buyruğunu yerine getirmek için söz dinlemesine dinliyoruz ama, bunu nasıl gerçekleştirdiğimizi bir de bize sor. "
70 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.