Sıcağa yenik düşen kocaman Kuzey denizinin buz dağlarını görünce şaşırmaya elveda dedim, savaşın paramparça ettiği adamları gülerken görünce mucizelere elveda dedim, bu geminin dinamitle doldurulduğunu görünce öfkeye elveda dedim, müziğe, kendi müziğime, onu bir anın tek notasıyla çalmayı başardığım zaman elveda dedim, sevince elveda dedim, senin buraya girdiğini görünce onu büyüledim. Bu çılgınlık değil, kardeşim. Geometri.
...
(Dinamitlerin üzerine oturmuş gemiyle birlikte imha edilmeyi beklerken)
...
Dinlemesini biliyordu. Ve okuyabilmeyi. Ki tapları demiyorum, onu herkes yapar. İnsanları okuyordu o.
İnsanların taşıdıkları izleri: yerler, sesler, kokular, memleketleri onların, tarihleri ... Her şey bunlarda yazılıdır
...
Deli değilim ben, kardeşim. Kendimizi kurtarmak için bir yöntem bulduğumuz zaman deli değilizdir. Aç hayvanlar gibi kurnazızdır. Bunun delilikle ilgisi yoktur. Dâhice bir şeydir o.
Geometridir. Kusursuzluktur.
İsteklerim ruhumu altüst etmek üzereydi. Bu istekleri gerçekleştirebilirdim ama başaramadım.
Bunun üzerine onları büyüledim.
...