Kürtlerde, anı yazımı hep cılız kaldı. Dünyada az yaşanan ve belki de bizde hep yaşanan şeyler oldu. Fakat başka yerlerde yaşandığında tüyler ürperten duyarlılıklara ve karşı çıkışlara vesile olurken, Kürtler günlük yaşıyor oldukları için kanıksıyor oldular/oluyorlar.
Ali Buran;1941’de karacadağ’da gözlerini açtığı coğrafyanın yani Ortadoğu ve göbeğine yerleşmiş Kürdistan’ın çelişkiler yumağı Viranşehir/Urfa’dan bir yaşama yansıyan, nedenleri çokça olan çatışmalar, haksızlıklar ile karşılaştıklarını, gözlemlediklerini vicdanının sesinden, hoş sohbet edasında, bir kuyumcu inceliği misali an be an belleğinde diri tuttuğu yaşanmışlıkları, siyasi çekişmeleri günlük tutarmışçasına bu kitapta siz okurlara sunuyor.
Ali Buran, bir geçmişi dillendirirken sadece yad etmeyi amaçlamıyor, gelecek nesillere, tarihi belge bırakmaya çalışıyor.
Ali buran, sıkça tekrarlar ki; ‘’Gençlerimiz tarihimize yön veren ve kurucularından olduğum DDKO’yu ve ondan etkilenen, ondan çıkan, onun devamı olan örgütlenmeleri; DDKD; Özgürlük Yolu, Rizgari, KAWA; T’de KDP/KİP vs. yapıları sağlıklı algılasınlar diye yazdım. Eksikliklerimi/eksikliklerimizi ve insanlık mücadelesine olan katkılarımı/katkılarımızı kritik etmeleri için veri bırakmaya çalıştım! Belki eksik yaptık, gelecek nesiller tamamlasınlar istedim!’’ mütevaziliği ile arzu ve ümidinin gelecekte olduğunu, anılarını gelecek için yazdığını ve gelecekte ümitli olanların bu kitabı okumaları, kendisi için her şeyin üstünde olduğunu vurgular! Bunları dillendirirken, başının ne kadar dik durduğunu onunla yaşayanlar pek iyi bilir.
Okuyup dersler çıkarmanız arzusuyla, gelecek sizin olsun!
