İnsanların giydikleri iki giysi vardır, ruhlarına giydirdikleri ve bedenlerine giydikleri, bu iki giysi arasında hangisini giyeceğine karar veremeyen kişiler Gogol'un memuru gibi arafta kalır ve sonra da delirir
Olmasını istediği düzen ile içinde bulunduğu düzen arasında sıkışan bir ruh, istemeden her gün giymesi gereken bir elbise, dayatmayı ve baskıyı giysiler üzerinden veriyor. Sitem ettiği düzeni o kadar net anlatıyor ki yaptığı ironilerle, bu yüzden kitapları bu kadar etkileyici olabiliyor. Para kimde ise güç de ondadır; saygıyı, şerefi, haysiyeti, sevgiyi hak edenler sadece beden kıyafetine önem veren insanlardır. Çünkü; onların ruhları çıplaktır ve değer yargıları yoktur.
Ruhun çıplaksa sana aşk da yakışır, hayat da yakışır.. Ama ruhun çıplak değilse zaten kabul görülmüyorsun demektir, zira üstündeki kıyafetler (taşıdığın değerler) onlar tarafından kabul edilebilir şeyler değildir.
Sanırım delilere zaafım var benim. Don kişot'tan sonra en sevdiğim deli karakteri İvoniç oldu ve kitabı okuduktan sonra, delileri bir kez daha kıskandım, düşünsenize canınız isteyince istediğiniz kişi olabiliyorsunuz, ister bir şövalye, ister bir kral ve kimse size inanmazsa bile ne çıkar, siz kendinize inanıyorsunuz ya