Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Hıristiyan Mezhebi Olarak Aryüsçülük

Bilal Baş

Bir Hıristiyan Mezhebi Olarak Aryüsçülük Gönderileri

Bir Hıristiyan Mezhebi Olarak Aryüsçülük kitaplarını, Bir Hıristiyan Mezhebi Olarak Aryüsçülük sözleri ve alıntılarını, Bir Hıristiyan Mezhebi Olarak Aryüsçülük yazarlarını, Bir Hıristiyan Mezhebi Olarak Aryüsçülük yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aryüsçülük ihtilafının bu derece zor olması, Hıristiyanlık tarihi adına çok önemli bir takım neticeler doğurur. Bu neticelerin ilki ekümenik konsil müessesesidir. Kilise, kurulduğu ilk yüzyıldan itibaren inanç ve ibadet konularında karar verebilen bir merci olarak konsilleri kabul etmiş ve uygulamıştır. Ancak büyük ölçüde Aryüsçülük ihtilafını gidermek gayesiyle toplanan İznik konsiline kadar sözkonusu müessese bölgesel olarak işlemekte olduğu halde, İznik konsili bütün Hristiyan âlemini kuşatıcı ve bağlayıcı bir nitelik taşımıştır. İmparator konsile bizzat başkanlık etmiştirBu nedenle bu müessese büyük ölçüde siyasileşmiştir. rik boyutuyla ilgilidir. Kilise babaları, karşılarındaki güçlü rakibi Aryüsçülüğün ortaya çıkardığı diğer bir netice taritşmanın teo- yenebilmek için önemli bir teoloji birikimi ortaya koymuşlardır. Yapılan bu çalışmalar sayesinde kilisenin kristoloji ile ilgili dokt- rinleri çok daha güçlü bir şekilde temellendirilebilmiştir. Bu ne- denle Aryüsçülük kristoloji tarihi açısından bir dönüm noktası kabul edilebilir. Aryüsçülük tartışması sayesinde, Kilisenin sosyal uzantıları olan heretik akımlarla mücadele geleneğini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Aryüsçülük, başka heretik akımlardan farklı olarak halka yayılmayı başarabilmiş ve bir kitle hareketi olmuştur
Sayfa 100 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Konstantin'den önce siyasi destek bulamayan Hıristiyan kilise, onun doğu Roma'nın hâkimiyetini ele geçirdiği 323 yılından iti- baren siyasetle hep yanyana durmuş, kilisenin haçı ile impara- torun kılıcı birlik içinde olmuştur. Kilise, imparatorluk tarafından tanınmasından önce de siyasi bir oluşumdu. Siyaseti her zaman aktif olarak kullanıyordu. Ancak Konstantin'in dönemi kilise-siya- set ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır
Sayfa 99 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aryüsçülüğün kendi döneminde kilise bünyesinden ayrılan diğer mezheplerden farklı olarak, kiliseden ayrı bir müstakil cemaat oluşturmaması dikkat çekici bir husustur. Bu durum Aryüsçülerin siyasi yönlerinin diğer hareketlere nisbetle daha baskın olması ve ortodoks kilisenin liderliğine oynamaları ile açıklanabilir. Zira bu hareketin mensupları doktrinel farklılıkları dışında, ortodoks kilisenin tavır ve uygulamalarından ayrılmamışlardı. Aryüsçü pis- koposlarla ortodoks piskoposlar kilise içinde birbirleriyle mücadele ederlerken, her iki grubun tebaası konumundaki Hıristiyan cemaatler, aynı kiliselerde birlikte ayin yapmakta ve aynı liturjileri uygulamaktaydılar. Bu durum, Aryüsçülerin dördücü yüzyıldan sonra kiliseden bağımsız bir grup olarak varlıklarını kaybetmelerini beraberinde getirecektir. Özellikle Mısır ve Kuzey Afrika'da sadece Aryüsçülerin değil, fakat onlarla hemen hemen aynı dönemde yaşamış olan Donatistler ve Melitiusçular'ın da dördüncü yüzyıldan sonraki varlıkları ve bölgedeki etkinlikleri kilise tarihin- de aydınlatılması gerektiren önemli problemlerden biri olarak durmaktadır. Buna karşılık, beşinci asırda ortaya çıkan Nasturilik, Monofizitlik gibi akımlar kendilerine ait kiliseler oluşturduklarından bağımsız yapılar olarak günümüze kadar gelebilmişlerdir.
Sayfa 99 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Tefsir
Aryüsçülük hareketi, Lucian'den itibaren Kutsal Kitap tefsirine dair en önemli ekollerden birinin içinde yeralmaktadırİlgili kay- naklardan Aryüs ve arkadaşlarının önemli tefsir çalışmalarının olduğu, hatta Aryüs'ün Kutsal Kitap'ı kiliseden farklı bir şekilde yorumlama gayretlerinin, Aryüsçülük hareketinin temeli olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, ortodoks kilisenin sapkın saydığı mez- heplere karşı takındığı tavrın bir neticesi olarak, Aryüsçülüğe ait kaynakların zaman içinde yokedilmesi sürecinde sözkonusu tefsir çalışmaları da ortadan kaldırılmıştır.
Sayfa 98 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Tanrı Oğlu, Tanrı'nın iradesi ile bağımsız bir varlık olarak yaratılmıştırO kut- sal metinlerde 'hikmet' (oopía/sofia), 'kelime' (λoyoc/logos) gibi isimlerle ifade edilmektedir. Diğer bütün yaratılmışlar gibi, onun da bir başlangıcı vardır. Başka bir ifade ile onun olmadı- ğı bir zaman vardır (hâdistir).
Sayfa 87 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Aryüs’ün Tanrı Anlayışı
Aryüs'ün ortaya koyduğu doktrinel yapının başlangıç noktası Tanrı anlayışıdır. Aryüs, Yeni Platoncu aşkın Tanrı anlayışından etkilenmiştir. Bu Tanrı'nın ilk özelliği birliği ve ezeliliğidir. O'nun hiçbir şekilde şerîki yoktur. Aryüs, Thalia'da Tanrı'nın ezeli olu- şunu doğurulmamış (agennetos) kavramıyla ifade eder. Buna göre, Tanrı yegâne doğurulmamıştır (agennetos) ve ondan baş- ka hiçbir varlık bu özelliğe sahip olamaz.138 Aryüs, Tanrı'yı bütün sıfatları ile diğer varlıklardan ayrı tutar. Bu nedenle, Tanrı gayri maddidir, her türlü çokluk ve terkipten uzaktır. Hiçbir tabii süreç- le bağlantısı yoktur. Aryüs Tanrı'yı basit manevi bir gerçeklik diye tanımlar. Özünün bölünmesi ya da yayılması mümkün olamazTanrı, kendisinden başka varlıklar tarafından kavranamaz ve ta- rif olunamaz. Bütün varlığın yaratıcısı ve sebebidir. Yaratılmışları özünden değil iradesiyle yoktan yaratmıştır
Sayfa 86 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Siyasal Hristiyanlık
Hıristiyanlar, Pavlus'tan itibaren İncil mesajını yaymak ve ben- zeri gayelerine ulaşmak için dini vasıtaların yanında, siyaset gibi dünyevi vasıtaları da kullanmıştır. Evrensel olma iddiasındaki bir din için bu tabii ve anlaşılabilir bir durumdur. Bu nedenle Hiris- tiyanlar Kilise teşkilatı kurarak sosyal bir birlik oluşturmuşlardırKilise, İncil'in işaret ettiği gayeleri Hıristiyan toplumu adına elde etmek amacı ile hem dini hem dünyevi vasıtaları kullanmıştırBu nedenle gerek zulüm ve baskı gördüğü dönemlerde, gerekse siyasi otorite tarafından tanındığı dönemlerde, Kilise siyasi bir kurum olagelmiştir
Sayfa 64 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Aryüs, Mısır'ı baştan sona dolaşarak fikirlerini halka anlatmış ve gemiciler, değirmenciler ve diğer kesimler için teolojik içerikli tekerlemeler hazırlamıştır. Aryüs'ün Thalia adlı eseri bu tip teker- lemelerden oluşur. Bu çalışmalar neticesinde, mesele Mısır'da köylere kadar yayılmış ve Hıristiyan toplumun ihtilafi o dönemde Hıristiyan olmayanların tiyatrolarına komedi konusu olabilmiştir. Aryüs'ün etkisi sadece halk ile sınırlı da değildir. Rahipler arasında da son derecede itibarlıdır. Bu durum, hem fikirlerinin cazibesinden hem de karizmatik şahsiyetinden kaynaklanıyordu
Sayfa 47 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Aryüs'ün fikirlerinin temel çıkış noktası Tan- rı anlayışıdır. Tanrı yalnızca bir tanedir. Bu Tanrı doğurulmamış, başlangıcı olmayan, sonsuz, mutlak iyi, hikmet ve kelam sahibi- dir. Aryus, İsa Mesih'in Baba ile eşit ve aynı özü paylaşan Tanrı kabul edilmesinin iki tanrıcılık olacağını iddia eder. Kilise Baba- larının yaptıkları açıklama girişimlerini de yetersiz bulur. Aryüs buradan hareketle İsa Mesih'in Tanrılığını inkâr etmiştir. Tanrı mahlûkatı yaratmayı murat ettiğinde, bir vasıta olarak Oğlunu tüm zamanlardan önce yaratmıştır. Oğlu da ondan aldığı güçle mahlûkatı yaratmıştır. Bundan dolayı Oğul ezeli değildir ve son- radan yaratılmıştır. Yaratılmış olduğu için Tanrı değildir
Sayfa 45 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Antakya Okulu'nun Kristoloji Anlayışı ve Aryüsçülere Etkisi
Antakya okulunun kurucusu Antakyalı Lucian'dir (ö.312). Antakya ve Suriye Kiliseleri tarafından kullanılan Yeni Ahit metni onun tarafından yazılmış olup, onun adıyla anılır. Lucian'in kristoloji anlayışı, yukarıda değindiğimiz Samsatlı Pavlus'un Adoptionizm'i ile Origen'in yukarıdan aşağı derecele- nen teslis anlayışının
Sayfa 38 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.