Artık sesini duymayacağım. Olduğum kadını, bir zamanlar olduğum çocukla bir araya getiren onun sesi, sözleri, elleri, tavırları, gülüşü ve yürüyüşüydü. Geldiğim dünyayla aramdaki son bağ da koptu.
Birbirimizle yeniden sinirli, sürekli sitemden oluşan özel bir tonla konuşmaya başlamıştık, bu da yanlış bir şekilde insanlara tartışıp durduğumuzu düşündürüyordu. Bir anne ile kızı arasındaki bu tonu hangi dilde olursa olsun anlarım.
Bir pazar günü ormanın yakınında, bir bayırın kenarında annem, babam ve ben piknik yapıyoruz. Aralarındayken, seslerden, etten ve bitmek bilmez kahkahalardan oluşan bir yuvanın içinde olduğumu anımsıyorum.