İnanılmaz güzel bir kitap önerisiyle geldim bugün. Daha önce birçok kez filmlerini izlemiş ve İngilizce halini okumuş olmama rağmen Türkçe halini okumak geç geldi aklıma. Geç olsun güç olmasın diyorum ve biraz konusundan bahsetmek istiyorum.
Scoorge fazlasıyla huysuz, açgözlü, bencil ve duygusuz bir insandır. Bir noel akşamı eski ortağı Marley’in hayaleti onu ziyaret eder ve yaşarken açgözlü olduğu için ruhunun çektiği ızdırabı göstermeye çalışır. Üç ruhun onu ziyarete geleceğini söyler. Bu ruhlar sırasıyla onu ‘geçmişe’ ‘bugüne’ ve ‘geleceğe’ götürür. Yaşamını ve geleceğini üçüncü kişi gözüyle gören Scoorge bu yolculuklar sırasında yaşamındaki yanlışlıkları fark eder ve yumuşar.
Aralık ayında okumuş olduklarım arasında en keyif aldığım kitap buydu. Hem hikayesi çok etkileyici, hem de dili çok yumuşak. Birkaç saat içerisinde okunabilecek bir eser. İçerisinde gereksiz cümleler olduğunu düşünmüyorum gayet yalın ve anlaşılır.
Son cümlelerimi söyleyip aşağıya bir alıntı bırakıp gidiyorum. Bu kitabı size ve etrafınızdaki çocuklara şiddetle tavsiye ediyorum. Okuyunuz, okutunuz efendim.
.
.
.
Önemli olan, elin ağır olup bırakıldığında düşmesi değil. Önemli olan, yüreğin ve nabzın susması da değil. Önemli olan o elin hayatta iken cömert ve doğru oluşu, yüreğin cesur, sıcak ve yumuşak oluşu.