Bu yazarın ilk olarak "Bir İstanbul Gecesi" kitabını okudum ve ordaki kuzen,arkadaş ortamını çok sevdiğim için,diğer kitaplarda da bu ortamı bolca bulacağımı umarak okumaya başladım ancak tam olarak istediğim olmadı. Aile olarak güzel,tatlı bir aile olsa da tabi aşk kitabı olduğu için de daha çok Hare ve Can Bora arasında geçiyor. Kitabın yazım dili oldukça basit. Okumakta zorlanmazsınız anlayacağınız. Konu olarak da artık klişe olmuş bir senaryoya sahip. Serseri tarzında takılan, havalı bir erkek karakter; işinde gücünde şu zamana kadar kimseye eyvallahı olmayan kızın, erkek karakter işin içine girince birden daha farklı bir kişiliğe bürünmesi. Bu sadece kadın karakter için de geçerli değil. Uçarı,kaçarı erkeğin birden daha derli toplu olmaya başlaması da artık klasikleşmiş bir durum ve bu durum da insanı belli bir zamandan sonra sıkıyor, hele de ara ara bu tarz kitaplar okuyan bir okuyucuysanız. Ben bu kitabı reading slumptan çıkmak için okumayı tercih ettim. Evet kitabın yer yer sevimli,hoş sahneleri var. Bazı yerlerde 'evet ya böyle bir insan olsa hayatımda çok güzel olabilir' diyebilirsiniz. Ancak kitap genel olarak durgun bir şekilde geçiyor. Kısacası kitabı okuduğunuzda hayatınıza çok şey katmış olmazsınız, okumadığınızda da bir şey kaçırmış olmazsınız.