Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Batıda Seküler Düşüncenin Gelişimine Katkı

Bir Türk Casusunun Mektupları

Aytunç Altındal

Bir Türk Casusunun Mektupları Sözleri ve Alıntıları

Bir Türk Casusunun Mektupları sözleri ve alıntılarını, Bir Türk Casusunun Mektupları kitap alıntılarını, Bir Türk Casusunun Mektupları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ezoterizm, kelime anlamıyla, İçsel (Batıni) olan demektir... Örneğin Sufilik İslamın, Kabbalah Yahudiliğin ve Mistisizim de Hıristiyanlığın Ezoterik yapılarıdır.
Hermetik kelime anlamıyla bir de Mühür demektir. Bu bağlamda kullanıldığında 'dışanya sır sızdırmayacak kadar muhkem şekilde mühürlenmiş olan ' anlamına gelir. Hermetizm'de sırlar sadece SIRDAŞ olanların arasında paylaşılır.
Reklam
"Brauch Spinoza"
"Spinoza ölüm döşeğinde yatarken yanı başında sadece üç dostu vardı. Ailesinden hiç kimse -ne erkek kardeşi ne de tüm servetini 20 yaşındayken bağışladığı kız kardeşi- yanına ve yardımına gelmemişti. Ölmeden birkaç dakika önce tek serveti olan sağ elindeki Şövalye Yüzüğünü (Signet Ring) çıkartıp başucunda duran yardımsever dostuna uzattı. Bu bir emanettir, dedi. Spinoza'nın yüzüğünün üstünde şifreli bir yazı vardı ve açılımında Latince bir kelime çıkmıştı: CAUTE. Bu kelime Alşimistler tarafından kullanılan bir şifreydi ve İKAZ ET, UYAR ve DİKKATLİ OL demekti. Caute yazısının çevrelediği alanın içinde HAÇ şeklinde stilize edilmiş sembolik bir GÜL vardı. Spinoza'yı kısacık ömrüne sığdırdığı o büyük, tehlikeli ve zorlu entelektüel serüveninde korumuş, kollamış ve desteklemiş olan göze görünmeyen dostları Gül ve Haç Örgütü'ndeki Alşimist Kardeşleri olmuştu."
Sayfa 120 - 'Gül Haç Kardeşleri'Kitabı okudu
- Ancak Tek-Tanrıcı dinler olan Yahudilik , Hristiyanlık ve İslam‘da bol bol İman‘dan söz edilmiştir ve insanların sadece Tanrı’ya inanmalarının yetmeyeceği ona aynı zamanda İMAN edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu üç dinde ilke şudur: Aklın durduğu yerde İman başlar. Eğer kişi imanlı ise akla ve aklın kaçınılmaz olarak kişiye hatırlayacağı Kuşku‘ya yer yoktur. İnanç‘ta Kuşku rol oynar ama konu İman ise Tanrı’ya kuşkuyla iman edilmez. İşte bu nedenle Sekülerlik (Dünyevilik) sorunsalı tam olarak kavrayabilmek için konuya mutlaka İnanç ve İman arasındaki dolaylı dolaysız bağları anlamaya çalışmakla başlamak gerekir.
"Memlükler Müslümandılar ve bunların soylularına 'Burjit' denilirdi. Burjitler, Haçlı istilası sırasında Konstantiniyye yağmalanırken çok değerli elyazması eserleri kaçırarak saklayabilmişlerdir. Dolayısıyla da daha sonra Memlûk Devleti bu öğretileri devlet eliyle koruyan ve kollayan o dönemin tek egemen gücü olmuştur."
Reklam
Hermetizm'in gerçek anlamı, EVRENE CAN VEREN, ONU HAREKETE GEÇİREN RUH (Spirit) ve bu göze görünmeyen Ruha duyulan inanç ve bağlılıktır.
- Tarihçiler onlara kısaca Pagan adını vermişlerdi. Kelime anlamıyla '‘yerleşik düzen içinde kentler kurarak buralarda yaşamak alışkanlığı edinmiş topluluklar'‘ demekti. Tek-tanrıcı dinlerin ruhani önderleri ise onlara kısaca Put-Tapıcısı nitelemesini uygun görmüşlerdi. Gerçekte Paganlar günümüze kadar gelişerek ulaşmış olan evrensel nitelikteki
Okült derken kastedilen, gözegörünmeyen ve insanoğlunun beş dışsal duyusuyla tanımlayabildiği nesnelere değil bunları ortaya çıkaran Gizil Güçlere duyulan inanç'tır; Okült bir İman sistemi değildir.
Paganlar tarafından bir inanç olarak uygulanan Sünnet, Tek Tanrılı Dinlerden Yahudilik ve İslamiyet'te İman'ın şahidi ya da diğer bir deyişle, kişinin Tanrı/Allah ile yaptığı İman-Sözleşmesinin bir nişanesi olarak çok temel bir işlev üstlenmiştir.
Reklam
- Tek-Tanrıcı Dinlerde ise her şeyin asli mülkiyeti Tek-Tanrı‘dadır. O nasıl istiyorsa her şey ve herkes O‘nun isteği doğrultusunda doğmak, yaşamak ve ölmek zorundadır. Mülkiyet hakkı insanlarda olunca otorite tesis etmek ve Yasa, Kural, Yönetmelik koymak hakları da insanlarda olmuştur, Tek Tanrı'da değil. Eğer Tek-Tanrı’ya iman etmişseniz öncelikle işte bu Mülkiyet-Hakkı‘nın gerçekte KİME ait olduğunu çözümlememiz gerekir. Yahudiler bu sorunu Mülkiyet‘in kayıtsız şartsız JAHWEH'de olduğunu öne sürerek çözmek istemişlerdi. Bu da doğaldı. Çünkü o dönemlerde yahudilerin hiçbir mülkiyeti yoktu , topraksız ve yurtsuzdular. Topraksız ve yurtsuzsanız var olan her şeyin mülkiyetinin göze görünmeyen bir Tanrı’ya ait olduğuna öne sürmek kolaydır. Bakın o dönemlerde topraksız ve yurtsuz olan Yahudiler 20. yüzyılda kendi kutsal kitaplarında yer alan bu mülkiyet yasasını kullanarak gerçekte Filistinlilere ait olan toprakları işgal ettiler ve böylece toprak ve yurt sahibi oldular ama 2010 yılında İsrael'deki her şeyin JAHWEH‘e ait olduğunu ve bu malların ona iade edilmesi gerektiğini söylersiniz Siyonistler size derhal bir iyilik yaparlar!
1204 yılında başlayan IV. Haçlı seferi, Papalık tarafından Müslümanlara karşı değil, artan Hermetik-Ezoterik akımlar nedeniyle Roma Kilisesi tarafından nerdeyse Heretik (Sapkın, Zındık) ilan edilen Doğu Roma'yı sonlandırmak için düzenlenmişti. Öyle de oldu...
Günümüzde adı popüler hale gelmiş olan İlluminati'nin geçmişteki ilk örgütlenmesi Alumbrado idi... (yıl:1515)
- Paganlar için din yoktu. Diğer bir deyişle paganlar inançlı kişilerdi ama dindar değillerdi. Çünkü iman sahibi değillerdi ve buna gereksinim de duymuyorlardı. İnançlı olmak onlar için yeterliydi. Yahudilikte olduğu gibi Tanrı ile Abraham‘In yaptığı gibi bir mukavele (sözleşme) imzalamış değillerdi. Paganlar için göze görünmeyen varlıklar vardı
İslam'da Abdülkerim El Ceyri'nin geliştirdiği İnsan-ı Kamil düşüncesi Batı'da Universal Man olarak özellikle de Bohme ve Burkhardt'ın eserlerinde ortaya çıkmıştır.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.