Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Yeniçerinin Hatıraları

Konstantin Mihailoviç

En Beğenilen Bir Yeniçerinin Hatıraları Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Bir Yeniçerinin Hatıraları sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bir Yeniçerinin Hatıraları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Frantz Olivié
Bu eser varlığını Türklerle paylaşmış ve kimliğini onlara karşı olmakta bulmuş bu dünyanın hikâyesi anlatmaktadır.
Sayfa 29 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Olaya bak!
Sultan Murad devrinde bir köylü kadın, çiftliğindeyken bir azabın zorla sütünü alıp içmesinden şikâyetçi oldu. Sultan onu yakalattı ve midesinde süt olup olmadığını anlamak için karnını yardırdı; çünkü asker bunu inkâr etmekteydi. Ve orada süt bulundu, eğer bulunamasaydı bu akıbet kadının da başına gelecekti. Böylece, zavallı asker hayatını, kadınsa sütünü kaybetmiş oldu. Bu hadise Filibe’den Çirmen’e giden yolda yaşandı.
Reklam
Her kim ki surlara sancağı taşır kendisine bir beylik verilecektir ve her kim ki ondan sonra surları sızar subaşılığa terfi edecektir, üçüncüsü çeribaşı yapılacak ve diğerlerine miktarı belirsiz paralarla çeşitli payeler verilecektir. Şehri almaları ya da almamaları mühim değildir, verilen vaatler eksiksiz yerine getirilir.
Sayfa 129 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Sultan Mehmed babası Murad’dan sonra tahta çıktı. Çok kurnazdı ve mütareke vesilesiyle aldatabildiği herkesi aldatıyordu.
Sayfa 102 - ayrıntı
Sultan Murad devrinde bir köylü kadın, çiftliğindeyken bir azabın zorla sütünü alıp içmesinden şikayetçi oldu. Sultan onu yakalattı ve midesinde süt olup olmadığını anlamak için karnını yardırdı; çünkü asker bunu inkar etmekteydi. Ve orada süt bulundu, eğer bulunamasaydı bu akıbet kadının da başına gelecekti. Böylece, zavallı asker hayatını, kadınsa sütünü kaybetmiş oldu. Bu Hadise Filibe'den Çirmen'e giden yolda yaşandı.
Sayfa 131 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Devleti âli Osmanlı ordusu!
Orduyu hümayun onların topraklarında ilerlerken, hiçbir asker ne buğday tarlalarından geçmeye, ne kimseye zarar vermeye, ne karşılığını bırakmadan bir şey almaya cesaret edebilir. Türk beyleri geceyi orada geçirir ve hiçbirini affetmez; zira kâfir ya da Hıristiyan, ne olursa olsun hiç kimseye zarar gelmesini istemezler. Ve bir tavuk alıp da karşılığını bırakmayan kimse bunun bedelini kellesiyle öder; çünkü padişah fakirlerin huzur içinde yaşamasını arzular. Hıristiyanlar aynı zamanda kendi hesaplarına satacakları on binlerce binek hayvanını, atı ve hayvan yemlerini padişaha göndermekle mükelleftir, sonra onlarda önyargı uyandırmayacak hakkaniyetli bir anlaşma olur. Bu, en eski zamanlardan günümüze hep böyle yapılagelmiştir.
Reklam
Savaşçı Türkler!
Usul ve nizam bilindiği üzere mühimdir. Hâsılı, şayet Türklerle cenk etmeye hazırlanmanız lüzum ederse ağır zırhlardan kaçının. Büyük süvari mızrakları, ağır silahlar, büyük oklar almayın. Savaşta gerekli olacak, sizi hafif, hareketinizi rahat kılacak şeyleri beraberinizde taşıyın. Çünkü Türkler bu kaidelere riayet etmenin üstünlüğüne sahiptir. Eğer siz onların peşine düşecek olursanız onlar kurtulur; onlar sizin peşinize düşecek olurlarsa onlardan kaçamazsınız. Türkler ve atları her daim hızlıdır, sebebi ise hafif olmalarıdır. Biz ise yavaş atlarımız ve ağır zırhlarımız yüzünden hızlı olamıyoruz. Başımızdaki miğferin ağırlığıyla, ruhumuzu taşımak bile bir zahmete dönüşür. Üstelik hiçbir şey duyulmaz, etraf iyi görülmez. Zırhların yükü yüzünden yer değiştirmek bir yana, hareket bile edilemez. Bazıları, sanki üstüne bir hançerle çıkılıp canının alınmasını istercesine ağır zırhlar giyer. Oysa bir yiğit, tüm kalbi ve cesaretiyle dövüşmelidir.
Allah insanı cuma günü yaratmıştır diyerek cuma gününü mukaddes addederler; tıpkı Yahudilerin cumartesiyi, Hıristiyanların pazarı addettiği gibi.
Sayfa 41 - Ayrıntı
Eğer mabede gönülsüz giden biri görülür ise alıkonulur ve caminin önünde kâfirlerin en fazla olduğu yere bağlanır. Böylece her gelen ona doğru yaklaşır ve onu azarlar. Bir süre orada öylece kaldıktan sonra serbest bırakılır. Bu hal karşısında ister istemez mutlu olmak zorundadır.
Sayfa 47 - Ayrıntı
Hiçbir dürüst Türkün şarap içmemesinin sebebi dehşetle cezalandırılma korkusudur. Bir kısım yeniçeriler, hükümdarın hizmetindeki eşhas ve büyük beyler şarap içer, bunun haricindekiler ise içmez.
Sayfa 47 - Ayrıntı
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.