Son kitabımız, en mantıklı sebeple sona saklanıyor. Tüm tamamlanmamış yazıları, müsveddeleri, toplu kaynakçası, oyunları her şeyi bu kitapta. Sait Faik'i tanımak isteyen önce bu kitaptan başlasın sonra 1-2-3-4 diye gitsin hiçbir zararı olmaz diyebilirim. Bu çalışmayı yapan ve önceki yorumumda da bahsettiğim Muzaffer Uyguner'in de ellerinden öpüyorum.
Oyunlar kısmında neden yayınlanmadı diye aklıma geldi ki daha ilk cümlenin ne olduğunu sizlere bir aktarayım da anlayın. "Kral Sarayı mı Şeytanlar Konağı mı?" Buyurun, alakayı siz alın. Ama tiyatro olarak da yazsaymış okunurmuş onu anladık. Tiyatro dedim de bir ara Shakespeare de okumalıyım diye düşünüyorum. Bana iyi geliyor onun sözleri; sadece gelmek de değil, gideceği yere de güzel gidiyor.
Acısıyla (kötü değil ya Çiğköfte acısı gibi düşünelim) tatlısıyla bir Sait Faik geçirdik. Toplam 197 hikaye (yok canım ne sayması), 63 Röportaj, 2 Oyun, 49 Yazı (çeşitli konularda Deneme tarzında), 39 Şiir, 14 Çeviri ve Uyarlama, 2 Çeviri, 16 Konuşma, 23 Mektup, 42 Yayımlanmamış Hikaye Taslağıyla oldukça zengin bir yazı dişinden istifade ettik.
Bugün de kendimi ne kadar tutmuş olsam da 4 tane Sait Faik kitabını da bir çırpıda okudum. Kendimi yavaşlatmak isterken gün geçtikte daha fazla okuyarak bir hastalık derecesine gittiğimi göre göre kendimi gene de engelleyemiyorum. Açıkçası rahatsızlık derecesine vardı ama sonumuz hayrolsun.
Cümleten mutlu keyifli akşamlar diliyorum dostlar..
