Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biyoçeşitlilik

Carlo Petrini

Biyoçeşitlilik Sözleri ve Alıntıları

Biyoçeşitlilik sözleri ve alıntılarını, Biyoçeşitlilik kitap alıntılarını, Biyoçeşitlilik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biz güçlü bir paylaşıma sahibiz, Dünya gezegeninin sakinleri olarak ortak bir kaderimiz var ve bu da bize çeşitlilik içinde birleşmek üzere kardeşlik ve dayanışma duygusunu hissettiriyor, bizi birbirimize daha da yaklaştırıyor. Bu yakınlaşma, sevgide suç ortağı olmaktır fakat aynı zamanda da insan hayatını ve faaliyetlerini holistik bir yak­laşımdan uzağa taşıyan, dünyayı sadece faydalanabileceğimiz bir yer olarak görmekten, onu özelleştirmekten uzaklaştıran bir mantığı savunur. Alternatif fakat ortak bir düşünce şeklini, etkin zekâyı.
Sağlıklı olmanın güzel­likle uyumlu olmadığı kesinlikle doğru değildir. Bu kültürel bir sorun. Ne yazık ki o toplumlara sağlık, bazı kültürel sınıflar gelişmeden önce gelmiştir ve dolayısıyla bizim bunu yalnızca bedensel değil aynı zamanda ruhsal bir boyutta yeniden yapı­landırmamız gerekiyor. Çünkü sen bedensel olarak sağlıklıysan fakat ruhsal boyutta sağlıklı değilsen, toplum her şekilde acı çe­ker. Bu aynı zamanda ikinci Dünya Savaşı sonrası dönemin be­lirgin unsurlarından biridir. Modern ve sağlıklı olmanın, varolu­şumuzun başından beri kabul edilen estetik standartlarla uyum içinde olmayı gerektirdiğini tam olarak anlamamış olmaktır.
Reklam
Hint Okyanusu'nun ortasında kaybolmuş Mauritius Adası, Reunion ve Rodrigues ile birlikte, Mascarene takımadalarının bir parçasıdır. Anakaradan uzak ve ana ticaret yollarının dışın­da kalan coğrafi konumu, bu adanı tamamen bakir kalmasını ve XVII. yüzyılın başlarına kadar herhangi bir insan temasından uzak olmasını sağlamış. Bin yıllık insan kolonizasyonu bakımın­dan ele alındığında bu, dünyamızın ilk küreselleşmeye başladığı döneme dair garip bir durum.
Bir kumanda merkezine sahip olmanın kaçınılmaz şekilde zayıf bir tasarım olduğu aslında yeni bir düşünce değil. Bunu ilk dile getiren kişi "Katı olan her şey buharlaşır" diyen Marx'tı. Marx ve Engels'in Komünist Manifes­to' da yer alan, her şeyi (toplumu, ekonomileri, sınıflan, hiyerar­şileri) mahveden kapitalizmin yıkıcı gücünü açıklayan bu cümle, Marshall Berman'ın modernlik deneyimi üzerine yazdığı başa­rılı kitabının da başlığıydı. O ifadedeki en zengin anlam neydi? Tek bir örnek vermek gerekirse, modern olanın bir sembolü ola­rak merkezileşmiş devlet, er ya da geç yıkılmaya mahkûmdur. Sağlam ve yıkılmaz olarak düşündüğümüz her düzen de aynı sona doğru ilerler, çünkü bu kadar merkezileşmiş ve güçlü bir hiyerarşiye sahip bir sistem, aksine çok kırılgandır. Bu sebeble, sağlam bir toplum ve gelecek için -bunu söylemek ne kadar ga­rip görünse de- bitkilerin oluşma ve işleme şeklinin model ola­rak alınması gerekir.
Bitkiler ta­rafından geliştirilen birçok çözüm, hayvan dünyası tarafından üretilenlerin tam tersidir. Negatif bir fotoğrafta olduğu gibi, hayvanlarda beyaz olan şey, bitkilerde siyahtır. Hayvanlar hızlı, bitkiler yavaş; hayvanlar hareketli, bitkiler durağan; hayvanlar heterotrof, bitkiler ototrof; hayvanlar CO2 üretir, bitkiler CO2'yi düzenler ve böyle bir sürü örnek verebiliriz. Bitkiler ve hayvan­lar arasındaki anatomik-fizyolojik zıtlıklar serisi, en belirleyici olduğuna inandığım ve açık ara, en az bilindiğini düşündüğüm, yayılma ve toplanma arasındaki karşıtlığa kadar devam ediyor. Bunu şöyle özetleyebiliriz; hayvanlardaki tüm fonksiyonlar be­lirli organlar içerisinde toplanır, bitkilerde ise bütüne yayılır. Bu öyle temel bir fark ki sonuçlarını değerlendirmek zor. Aslında, bu bütün yapıyı değiştiren bir fark.
Gıda üretimi, dünyanın dört bir yanında meydana gelen çevresel zararların ve biyoçeşitliliğin yok olmasımnıslu şirketlerin ve tarım endüstrisinin aşırı güçlenmesi, gıda üretim süreçlerini yalnızca bir girdi-çıktı sorununa çevirip, böylece su, verimli toprak ve biyoçeşitlilik gibi temel ve yenilenemez kay­nakları kâr sağlamakta üretken faktörlere indirgedi. Bu yakla­şım, daha önce bahsettiğimiz doğa kanunundan çok çok uzakta ve aslında insan türlerinin varlığını tehlikeye atan sınırsız ve dar görüşlü sömürünün temelini oluşturmaktadır. Burada gıdanın, çevrenin ve geleceğin tek bir kavramsal düğümün parçası oldu­ğu bu tarihî anda düğümü çözmek ya da en azından barındırdığı karmaşıklığı anlamaya çalışmak bizim görevimizdir.
Reklam
Kesin olan şey, sağ­lığımıza ve mutluluğumuza daha uygun bir yaşam ritmi ya­ratmaya ihtiyacımız olduğudur. Her zaman hızlı ya da yavaş olmak zorunda değil, bizim için doğru olan, bize uygun olan bir ritim olmalıdır.
Doğanın etiği şu: Kendimizi doğaya, yaratılışa konumlandırmayı başarabilirsek, yani, vahşi olmak yerine doğa dostu olabi­lirsek, bundan hepimiz fayda sağlayabiliriz.
Bitkiler bizimkinden çok daha yavaş sürelerde hareket ettikleri için, bu organizmalara hak ettikleri değeri vermiyoruz. Hızın, karma­şıklıkla ya da sağlıkla veya zekâyla hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü saniyede seksen kere kanat çırpan bir sinek kuşu biz insanlardan daha karmaşık bir yapıya sahip değildir.
Şu anda artık bir bitki türünden ya da bir hayvan ırkından faydalanılmadığında, bu çeşit yok olmaya mahkûm oluyor. Slow Food ve Terra Madre ağının dünya çapında yarattığı gıda ürünlerinin ye­niden keşfi ve korunması esastır. Genotiplerini muhafaza etmek gerçekten de yeterli değil. O türün aynı zamanda ekonomik an­lamda sürdürülebilirliği olmalı, yani birileri onu tüketmeli.
73 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.