Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Boncuk Oyunu

Hermann Hesse

Boncuk Oyunu Gönderileri

Boncuk Oyunu kitaplarını, Boncuk Oyunu sözleri ve alıntılarını, Boncuk Oyunu yazarlarını, Boncuk Oyunu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski bir ailenin kendi evine sevgiyle bağlı olması güzeldir; ama aileyi gençleştirecek, ona yeni büyüklükler armağan edecek şey, oğulların kendi atalarınınkinden daha büyük amaçlar peşinde koşmasıdır.
Sayfa 340Kitabı okudu
Yitirilmiş özgürlük bir daha eline geçmeye görsün, sonuna kadar keyfini çıkarıp sağladığı olanaklardan yararlanacaktır.
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
Kastalya'nın entelektüel düzeyi ne kadar ileriye götürülüp yüceltilir, özen ve titizlik konusu yapılırsa, o ölçüde dünya Kastalya eyaletini eyalet olarak bir kenara bırakmaya, onu kendisi için vazgeçilmez bir nesne, günlük ekmek gibi değerli bir şey değil, yabancı bir cisim gibi görmeye eğilim gösteriyordu.
Sayfa 274Kitabı okudu
“Tek istediği şey huzurdu, sondu tek istediği şey, bu oldum olası dönüp duran çarkı durdurmak, bu arkası gelmeyen görüntüler oyununun işini bitirmekti; kendi kendini huzura kavuşturmak istiyordu, bir zaman istediği gibi tıpkı, son savaşta düşman üzerine atılıp sağa sola kılıcını indirdiği, sağdan soldan kılıçların üzerine indiği, sağındaki solundakilerin vücutlarında yaralar açtığı, vücudunda yaraların açıldığı ve sonunda yere yığılıp kaldığı zaman istediği gibi. Peki sonra? Sonra bir baygınlık, bir uyuklama ya da bir ölümle geçirilecek bir ara. Ve hemen ardından yeniden uyanış, yaşam ırmaklarını yüreğinden içeri, o korkunç, güzel ve tüyler ürpertici görüntüler selini yeniden gözlerinden içeri koyveriş, ardı arkası kesilmeden, kurtuluşsuz, bir dahaki baygınlığa, bir dahaki ölüme kadar. Ölüm denen şey belki de bir ara, kısa süreli bir mola, bir oh deyişti, ama ardından yola devam edilecekti tekrar, yaşamın esriklik ve umutsuzluk dolu çılgınca oyununda yeniden binlerce figürden biri olunacaktı. Ah, hiçbir şeyin işi bitmiyordu, son diye bir şey yoktu.”
Sayfa 551 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Yaşlı yogi hayatta olup kendisine bir akıl verse de, yine her şey kendi yolunda ilerlemesini sürdürecek, hiçbir şey değişmeyecekti. Meditasyon ve bilgelik iyi şeyler, soylu şeylerdi; ama öyle görülüyordu ki, gelişip serpileceği toprağı ancak bir kenarda, yaşamın kıyısında köşesinde bulabiliyordu. Oysa yaşam ırmağında yüzüp dalgalarla boğuşan birinin eylem ve acılarının bilgelikle hiçbir ilgisi yoktu, bunlar kendiliğinden ortaya çıkıyordu, yazgı denilen şey böyle istiyordu çünkü, çaresiz kalkışılması gerekiyordu söz konusu eylemlere, çilelerin çaresiz çekilmesi gerekiyordu.”
Sayfa 541 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“… canına kıyarak dünyadan göçüp gitmek bir günah ve çılginlıktır, bir insanın umutsuzluk içinde ölmesi yürekler acısıdir ayrıca. Tanrı bizi öldürsün diye bize yollamaz umutsuzluğu, yüreğimizde yeni hayat kıvılcımları tutuşturması için bunu yapar. Ama bize yolladığı ölüme gelince, Josef, bizi yeryüzünden ve bedenimizden koparıp almasına gelince, bu bizim için büyük bir haz kaynağıdır. İnsanın yorgun düşüp de uyuyabilmesi, uzun süre taşıdığı bir yükü sırtından atabilmesi eşi bulunmaz, harikulade bir şeydir.”
Sayfa 511 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sonunda amaca ulaşılmış, savaş kazanılmıştı; bu elit kişilerle başa çıkmak, onları egzersizlerle yormak, gözü yukarılarda olanları dizginlemek, kararsızları kendi safına çekmek, büyüklük taslayanlara gücünü benimsetmek az buz çaba gerektirmemişti; ama iş başarılmış, oyuncu köyündeki aday öğrenciler magisterlerini benimseyip ona boyun eğmişler, sanki işin sırrı eklenecek son bir damla yağdaymış gibi bir anda her şey kolaylaşmıştı.
Sayfa 227Kitabı okudu
Dostu Tegularius'a, "İçimde öyle bir his var ki," dedi, Waldzell'i ve Kastalya'yı bir güzel övdükten sonra, "sanki burada yaşadığım yılları uykuda geçirmişim, mutlu olmasına mutlu, ama bilincine varmaksızın bu mutluluğun. Sanki uykudan şimdi uyanmışım da her şeyi daha belirgin ve gerçekliği doğrulanmış olarak görüyorum. İki yıllık bir gurbet insanın bakışlarını bu kadar bileyip keskinleştiriyor demek!"
Sayfa 177Kitabı okudu
“O zamanları, hele üniversitedeki öğrencilik dönemini ve bambu koruluğunu ne vakit düşünse, kendini sanki kuru ve soğuk bir odadan geniş, şen ve güneşli yerlere, bir daha geri gelmeyecek olup anımsamaların cennetine dönüşmüş bir ülkeye bakar gibi hissetmişti; bir nostalji duygusunu taşımasa da düşüncelerin böyle eskilere kayması, çok uzaklarda
Sayfa 409 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Gökyüzünden dilimler içeren şu bulutlar ülkesini görüyor musun?" dedi. "İlk bakışta insan sanır ki, en karanlık yeri, en derin yeridir gökyüzünün; ama çok geçmeden bu karanlık ve yumuşaklığın yalnızca bulutlardan oluştuğunu, tüm derinliğiyle evrenin ancak buluttan dağların saçaklarıyla fiyortlarında başlayıp sonsuzluğun içerisine dalıp gittiğini ve bu evrende yıldızların yer aldığını anlar, görkemli yıldızların, biz insanlar için aydınlık ve düzeni simgeleyen bu alabildiğine yüce varlıkların. Dünyanın ve gizlerinin derinliği bulutların ve siyahlığın olduğu yerde değildir, derinlik aydınlıkta ve beyazdadır. Lütfen yatmadan önce pek çok yıldızla donanmış bu körfezlere ve boğazlara bir süre daha bak, bu arada kapını çalabilecek düşleri ve düşünceleri de geri çevirme."
Sayfa 315 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.