Borç Sözleri ve Alıntıları
Borç sözleri ve alıntılarını, Borç kitap alıntılarını, Borç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir para biriminin değeri, bir nesnenin değerinin ölçüsü değildir, diğer insanlara duyulan güvenin ölçüsüdür.
Hepimiz ölüme ödenecek borçtan ibaretiz.
Mesele, diyor, siyasi makamları elinde bulunduranlarin bunu kazanç için değil, şeref için yapmalarının nasıl sağlanacağıdir.
Kölelik nasıl özgürlüğün satışı olarak algılanabilirse, ücretli emek de aynı şekilde, fiilen, özgürlüğün kiralanmasıdir.
Her doğan, daha doğarken, tanrılara, azizlere, babalara ve insanlara bir borç olarak doğar.
Apaçık bir gerçekten bahseder gibi , “Ama “dedi, “Parayı borç olarak almışlar ! İnsan tabi borcunu ödemek zorundadır.”O noktada ,konuşmanın başlangıçta umduğumdan farklı bir yöne gitmekte olduğunu anladım. Nereden başlasaydım ?
Bu kredilerin aslında seçilmiş olmayan diktatörler tarafından alınmış olduğunu ,büyük bir kısmının direkt olarak İsviçre bankalarındaki hesaplarına yatırıldığını anlatarak ve kredi verenlere geri ödemenin,diktatör,hatta onun yardakçıları tarafından değil ,aksine ,kelimenin tam anlamıyla aç çocukların ağzından lokmaları alınarak yapılmasında ısrar etmenin neresinde adalet olduğunu düşünmesini isteyerek başlayabilirdim.
Sayfa 9 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Roma Hukuku
Yakalanmak suretiyle kendi sosyal ortamından çıkarıldıktan sonra, köle ölü olarak kabul edilirdi, tıpkı savaşta yenilmiş ve öldürülmüş gibi.
Aslında bir toplumun ne kadar eşitlikçi olduğuna tam olarak şöyle karar verilebilir: görünürde yetkili pozisyonda olanlar sadece yeniden dağıtım aracısı rolündeler mi, yoksa konumlarıni servet biriktirmek için mi kullanıyorlar? Göründüğü kadarıyla ikinci duruma daha çok aristokratik toplumlarda rastlanıyor ve buna iki başka unsur ilave ediliyor: savaş ve talan.
Hristiyanlık dehasının okşayışı, insanoğlunun suçu için kendisini feda eden tanrı insanoğlunun kurtulması imkansız olduğu şeyden sadece onun sayesinde kurtulabilecegi tanrı.(kendini borçlu için feda eden alacaklı)
Kral, hepimizin bizi yarattığı için topluma yükümlü olduğumuz ilkesel borcun gardiyanlığıni üstlenmişse, bu, hükümetlerin bizden vergi alma hakkını kendilerinde görmelerini gayet net açıklar.
Bir arkadaşınız bileziğinizi ya da çantanızı överse, normalde hemen, “al senin olsun” dememiz beklenir- ama gerçekte vermemeye kararlıysak şöyle söyleyebiliriz “Evet güzel değil mi? Hediyedir.”
Varoluşsal borç teorileri sonuçta her zaman otorite yapılarını haklı göstermenin, veya onlara sahip çıkmanın, yöntemi haline geldi.
Arkadaşlarımızla ilişkilerimizde hepimiz komünistiz, küçük çocuklarla ilişkilerde ise derebeyiyiz. İnsanların aynı anda her ikisi birden olmadığı bir toplum tahayyül etmek zordur.
Dünya mı zihinlerimizi yarattı, yoksa zihinlerimiz mi dünyayı?
Zihninizi hak etme fikrinden arındırın, kazanma fikrinden arındırın, o zaman düşünebilmeye başalayacaksınız.
-Ursula Le Guin, Mülksüzler