“Ölmek için doğan herkes bir şeylerden korkar Buga Kağan. Kimi gözüne, kimi yüreğine demirden bir duvar örer, kimse bilmez. Kimi de bunu apaçık söyler. O koca bir Han ve neden korktuğunu kimse anlayamaz.”
"Neden böylesiniz?"
"Nasılız?"
"Bu kadar onurlu bir ordusunuz. Yağma yapmıyorsunuz. Gücünüz olduğu hâlde, korunmasız şehirleri, altınları elinizin ters ile iterek, tek bir amaca yürüyorsunuz. Güçlüsünüz, birsiniz ve içinizdeki hainlere acımıyorsunuz. Kaybedeceğiniz savaş epey az olmalı ama esirinize bile adaletli davranıyorsunuz. Neden?"
"Biz kendimize Gökte Doğanlar diye boşa demeyiz prenses. Acun yaratıldığında insanlık ihanet etti. Karanlıkla iş tutmak hoşuna gitti. Bize bilgiler böyle anlattılar. Bizler, yıldırımların dövdüğü uludağ'ın tepesinde can bulduk. Ne yerde, ne gökte! Tam arada, yıldırımların sesi, göğün suyu ve toprağın çamuruyla doğduk. Adalet, bizim tinerimize işlemiştir."