Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Boş Zaman Gönderileri

Boş Zaman kitaplarını, Boş Zaman sözleri ve alıntılarını, Boş Zaman yazarlarını, Boş Zaman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Baktığım her köşede tanımadığım bir eşyayla karşılaşıyordum. Her şeyiyle bana yabancı bir evdeydim. Nerede olduğumu bilmediğim gibi, nerede olmam gerektiğini de bilmiyordum. Kim olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu.”
"Dünyaya bilinçli halde gelmiş bir bebek gibiydim. Eşyayla samimi, canlılara yabancı… Nesnelerin ne olduğunu ve ne işe yaradığını bilen, insanların kim olduğundan ve ne işe yaradığından habersiz... İçi, keşfetmenin sihirli merakı yerine hatırlayamamanın kahredici işkencesiyle dolu fazla gelişmiş, sorunlu bir bebek..."
Reklam
147 syf.
7/10 puan verdi
Hakan Bıçakçı okumaya başladığım ilk romanı ve aldığım karara beni hiç pişman etmedi. Aynı zamanda bitirme tezim olduğu için romanı üç kez, satır aralarını beynime kazıyarak okudum. Roman bir karga çığlığıyla başlıyor -İtalyanca karga "bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması" anlamını taşıması ve kapakta da bu ayrıntıya dikkat çekilmesi oldukça isabetli ve manidar- ardından Harun isimli, trafik kazasında geçici hafıza kaybı yaşayan bir karakterle tanışıyoruz. Roman boyu da bu kişinin kim olduğunu, çevresini, yaşamını öğreniyoruz derken sonlara doğru Harun'un aslında Harun olmadığı gerçeğiyle dank diye yüzleşiyoruz. Yani roman bellekle alakalı olmaktan bir miktar sıyrılıp "kimlik arayışı" çabasında olan bir karakterin yaşamından parçalara dönüşüyor. Tam Harun'u tanımaya başladık derken aslında hayatı çalınmış bir Kenanla karşılaşıyoruz ve çok geçmeden de karga çığlığıyla başlayan roman yine bir çığlıkla sonlanıyor. Kitabı çok beğensem de birtakım boşluklar var. "Hayatı çalınmış sözde Harun kim, bunun kimsesi yok mu, bunu arayan soran yok mu?" tarzı sorular oluştu kafamda. O kısmı bir nihayete erdiremedim. Her şeye rağmen satır satır okunması gereken, basit gibi görünen ve bir o kadar da derin bir roman. Kalemine sağlık Bıçakçı.
Boş Zaman
Boş ZamanHakan Bıçakcı · İletişim Yayınevi · 2011207 okunma
Her söz, her hareket, her tavır, her mimik, her sessizlik ölüm karşısında anlamsızdı.
Uzun ve yorucu bir günün ardından odama çekildim. Radyo dinliyorum. Eski şarkılar çalıyor. Şarkılar eskidikçe gençliğin senden uzaklaşır. Bu sabah okul bahçesinde de düşündüğüm gibi, gençlik eski bir kelime...
Hepsi ortak geçmişlerinden birtakım izler ve işaretler taşıyordu. Bense olmayan geçmişimle onların bu fevkalade düzenini bozuyordum.
Reklam
Dünyaya bilinçli halde gelmiş bir bebek gibiydim. Eşyayla samimi, canlılara yabancı... Nesnelerin ne olduğunu ve ne işe yaradığını bilen, insanların kim olduğundan ve ne işe yaradığından habersiz...
Sessiz kaldıkça hazırlanıyor, biriktiriyor, sabrediyor, acı çekiyor, dayanıyor gibiydi. Neye hazırlandığını, ne biriktirdiğini, ne için sabrettiğini, acının ne olduğunu, neye dayandığını bilmeden.
112 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.