Herkesin sıkıntıdan patladığı bir anda, bana nereye gittiğimi, hava durumunu nasıl karşıladığımı, ne iş yaptığımı, erkek arkadaşımın olup olmadığını soracak birilerinin karşıma çıkmasından korkarken, sen çıkmıştın karşıma… O geceki yolculuğumuz Milat oldu. Yaklaşık üç saat boyunca Kazancakis ve Zen ustalarından konuşmuştun.
“Benim yüreğimde yeterince yara var, “diyordum kara gözlerine bakarken. Sen, “benim yüreğimde yeterince ölü var,“ diyormuşsun bana bakarken. Bir gün bunları birbirimize itiraf ettiğimizde bir şey kaybetmemiş, aksine gözümüzün lisanına güvenebileceğimizi anlamıştık.
Anne babasının kavgalarını ayırt ederken birdenbire büyüyen çocuklarım, ailesine ihanet eden annesine annelik yapan kızlarım, daha yaşı on dört bile olmadan aşktan, ekmekten, yaşamaktan korkan öğrencilerim önüme dikildiler sıra sıra…