Cinayetin sanat yönüne karşı sandığınız kadar duygusuz değilim. Kusursuz bir cinayet işleyen bir katile hayranlık duyabilirim. Bir Kaplana da duyduğum gibi. Ama onu kafesin dışından seyreder, yanına girmem. Yani görevim bunu zorunlu kılmıyorsa. Çünkü Kaplan insana saldırabilir.
#KİTAPYORUMUM
Hercules Poirot ilginç hobileri olan Bay Shaitana'nın ısrarları üzerine evinde yaptığı briç partisine gitmeyi kabul eder. Yanlız bizim dedektif'i parti'de çok farklı şeyler beklemektedir.
Mesela bir ceset.
Dört kişinin biriç oynadığı bir oda da kimse görmeden birini öldürmek nasıl mümkün olabilir ki?
Partiye davet edilenler dışında eve giren çıkan olmadığına göreee, hatta o odaya o dört kişi dışında kimse girmediğine göreeee... Katil o dört kişiden biri olmalı ama kim?
Davetliler arasında bir polisiye yazarı bir dektif ve bir komiserim de olunca hemen olaya müdahale ederler ve bu gizemli davayı çözüme üretmek için kolları sıvarlar.
Benim Agatha Christie'dan okuduğum ikinci kitap oldu "Biriç Masasında Cinayet " ve oldukça beğendim.
Kitabın yazıldığı dönemden dalayı biraz cinsiyet ayrımı konusuna değinilmiş bu konuda çok hassas olanların bilgisine.
Yazarın kalemine sağlık.
İnsanlar her zaman ölümle karşı karşıyadırlar. Mikroplar, trafik, daha yüzlerce şey. Ya öyle ölürsünüz ya da böyle. Bir insan, önce güvende olmalıyım, diye düşünmeye başladı mı, bence ölmesi daha iyidir.”
Agatha Christie) kitabı. Her zamanki gibi çok akıciydi. hiç tahmin etmediğim şeyler oldu, çok zekiceydi. Son sayfalarda katil olduğuna emin olduğum kişi 3 kez değişti. Çok ters köşe bir kitap. Artık her şeyden şüphe ediyorum..