Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büyük Mastürbatör

Salvador Dalí

Büyük Mastürbatör Gönderileri

Büyük Mastürbatör kitaplarını, Büyük Mastürbatör sözleri ve alıntılarını, Büyük Mastürbatör yazarlarını, Büyük Mastürbatör yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Kimi insanların, özellikle de bürokratların, yaşarken bile ölüler gibi pis koktuklarını söyleyen bu harika adam, bir gün de, ''İğrenme, en çok arzu edilen şeylere açılan kapının çok yakınında bulunan bir nöbetçidir.'' demişti.'' * Gürhan Tümer, İzmir, 1996 (Sayfa: 16-17)
''Salvador Dali, çişli bir çocukmuş. Uzun süre yatağına işemiş. Hem de elinde olmadığından, tutamadığı için değil, hayır, o sıvının bacaklarının arasından akması hoşuna gittiği için. Henüz beş yaşındayken, çok şık üç bayanla kırlara gitmiş. Oralarda dolaşırlarken, kadınlar eteklerini kaldırıp çocuğun önünde fışır fışır işemişler. ''BÜYÜK MASTÜRBATÖR'' şiirindeki işeyen insanlar, büyük bir olasılıkla bu çocukluk anısından kalmadır.'' (Sayfa: 13-14)
Reklam
Oysa üç yüze yakın şiiri varmış Michelangelo Usta'nın...
''..bir başka kitap buldum o kitaplıkta. Raflarda değildi. Dışarıda, kapının önüne konulmuş küçük bir masanın üzerindeydi. Öylece duruyordu ama, eğer gözyaşları olsaydı, mutlaka ağlardı. Çünkü, atılmıştı. Yeni yeni kitaplar gelince onlara yer açılması için, kimbilir kaç yılını verdiği kitaplıkta istenmez olmuştu. Çürüğe çıkarılmıştı, adı
''Onun on parmağında on marifet olduğunu biliyordum ama, doğrusu ya, şiir yazdığını şuncacık bilmiyordum. Oysa üç yüze yakın şiiri varmış Michelangelo Usta'nın. Çevirdim birkaç tanesini dilimize. İşte size iki örnek: * GECE KONUŞUYOR * Uyumayı seviyorum, bir taş olmayı daha da fazla haksızlık ve utanmazlık var oldukça. Hiçbir şey görmemek, hiçbir şey hissetmemek büyük bir mutluluk benim için, beni uyandırma sakın, yavaş konuş lütfen.''
''Nedenini pek iyi çözemediğim tuhaf, gizemli bir tutkudur bu benim için. O kadar ki, çok ünlü bir ozanın, çok ünlü bir şiirini, hiç bilinmeyen, kargacık burgacık, pek acemice bir resmine feda edebilirim. Böyle örnekler epeyce vardır elimde. Biriktirmişimdir onları dosyalarda. Birkaç tanesini aktarayım sizlere: (..) Sarkis Balyan da benzer bir örnek oluşturur. Beylerbeyi Sarayı'nın, Çırağan Sarayı'nın, Aksaray Valide Camii'nin, Gümüşsuyu Kışlası'nın ve İstanbul'daki daha pek çok yapının mimarı olan bu Ermeni mimarı, mimar olarak bilirdim. Ama onun da bir opera bestelediğini, bu operanın adının ''Kristof Kolomb'' olduğunu bir kaynakta okuyunca, yine çok sevindim, dünyalar benim oldu. ''Müzik ve Mimarlık'' başlıklı yazımda bu bilgiyi hemen kullandım.''
Sayfa 10 - (Sayfa: 9-10)Kitabı okudu
Herkesin anladığı olmak.. Anlaşılmak mı..
''Resimlerimi yaparken, kendim de anlamıyorsam, bu, onların hiçbir anlamı yok demek değildir: tersine, anlamları, mantıksal sezgiyle kavranamayacak kadar derin, karmaşık, tutarlı, istem dışıdır.''
Reklam
''..bir başka kitap buldum o kitaplıkta. Raflarda değildi. Dışarıda, kapının önüne konulmuş küçük bir masanın üzerindeydi. Öylece duruyordu ama, eğer gözyaşları olsaydı, mutlaka ağlardı. Çünkü, atılmıştı. Yeni yeni kitaplar gelince onlara yer açılması için, kimbilir kaç yılını verdiği kitaplıkta istenmez olmuştu. Çürüğe çıkarılmıştı, adı kayıt defterlerinden silinmişti. O küçük masanın üstündeki bu tür kitapları isteyen alabilirdi, bir daha geri vermemek üzere alıp gidebilirdi. Ve onu alan ben oldum. Bir süre durdu benim kitaplığımda, bekledi. Sonra bir gece evimde, lambanın altında, o kitabı bu kitabı karıştırırken geçti elime; SALVADOR DALİ QUİ yazıyordu kapağında..''
''BÜYÜK MASTÜRBATÖR'' ÜZERİNE:
Sığınaklarımdan biridir kitaplıklar. Şöyle yazmıştım bir denememde yıllar önce: (..) Bir kitaplığa girmeliyim, çok zengin bir kitaplığa; hiçbir işim olmamalı da, herkesin işinde gücünde olduğu bir iş gününde, dışarıdaki pırıl pırıl ilkbahar güneşine inat, kışın avluya lapa lapa kar yağarken, sonbaharda, kafamı ara sıra kaldırıp pencereden,
Bu madolyanların birinde arzunun imgesini ölümün imgesini ve bir de içinde bir selvi meyvasıyla kurumuş bokun imgesini aynı anda simgeleyen bedeni sağlıksız gelişmemiş bir adamın resmi vardı
"İğrenme, en çok arzu edilen şeylere açılan kapının çok yakınında bulunan bir nöbetçidir"
Reklam
Ciddi bir biçimde matrak mı geçiyorum? Olağanüstü doğrular mı söylüyorum? Şakalar doğrulara mı dönüşüyor? Doğrular iğrenç çocuklar mı? Sürekli bir sorgulama içindeyim: Ne zaman doğruyu söylediğimi, ne zaman söyler gibi yaptığımı bilmiyorum
Resimleri yaparken, kendim de anlamıyorum, bu, onların hiçbir anlamı yok demek değildir: tersine, anlamları, mantıksal sezgiyle kavranamayacak kadar derin, karmaşık, tutarlı, istem dışıdır
Bir kitaplığa girmeliyim, çok zengin bir kitaplığa; hiçbir işim olmamalı da, herkesin işinde gücünde olduğu bir iş gününde, dışarıdaki pırıl pırıl ilkbahar güneşine inat, kışın avluya lapa lapa kar yağarken, sonbaharda, kafamı ara sıra kaldırıp pencereden, incecikten ağlayan kurşuni gökyüzüne bakarak, kendi başıma, yalnızca kitaplarla baş başa, okumalıyım. Saatlerce, günlerce.
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.